İzâfî mevcud ; nerde, nasıl, ne kadar, neyden, niçin kelimelerine cevab olabilen mahluktur. Var iken varlığında; yok iken yokluğunda dahi ğayrine muhtacdır; ruh, enerji, madde, cisim, sûret gibi. [27/s.94]
Bunlardan her biri, üç cihetle Yaratıcı'sına delildir. Mesela, yoktan var olan ruh ve enerji ve her cisim, kemiyetleşip maddeye nakil... ve sonra belli bir nizama tâbi' olmalarında... hareket ve sükundan ibaret varlıktan tekrar yok olmalarında... yahud şu hayattan bu hayata; şu sûretten bu sûrete naklolunmakta yine ğayrine muhtacdır....
Tabiî ki, özellikle var oluşundan sonraki nizamında, ya maddelerin birleşmesiyle cisim olur, kuş gibi... Hareket verilir, uçuş gibi... yahud da kanatlarına renk verilir; şekil gibi... Başlangıçta zamana; hâlihazırda mekâna muhtacdır.
Birinci ihtiyac, fâile; ikinci ihtiyac ise sebebe muhtacdır.
Aynı zamanda, cevher ve arazlar, hendesî surete ve şekle muhtacdır. Mesela uzun mu, kısa mı; üçgen mi, kare mi... Bu dahi sebebe muhtacdır.
Böylece tüm mahluk birbirine sebebdir, birbirine muhtacdır; hiçbiri diğerine fail değildir.
Hepsinin fâili bir tek'tir: Allâhu Ehad. Bu ise hakîkî mevcuddur.. 27/s.95]