بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Al-i İmran 64

Allah Teala Al-i İmran suresinin 64'üncü ayetinde "De ki: "Ey kitablılar = yahudiler, hristiyanlar, hepiniz bizimle sizin aranızda müsavi ve adil bir kelimeye gelin. Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. Ve O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım. Ve Allah'ı bırakıp birbirimizi rabbler edinmeyelim." Buna rağmen eğer yine yüz çevirirlerse o halde deyin ki: Şahid olun, biz muhakkak müslümanlarız." buyurmuştur.
Malum olduğu üzere bu ayet-i kerimede iki itaat beyan buyrulmuştur.
Birincisi, iman hususunda şirkten sakınmak şartıyla Allah Teala'nın emirlerine inanmak ve O'na ibadet etmektir. " Allah'tan başkasına ibadet etmeyelim. Ve O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım." buyruldu. Buna ameli Tevhid denilir. Tevhid bahsinde bu hususta izahlar geçmiştir.
İkincisi, Allah Teala'ya isyan olabilecek yerlerde, insan cinsinden kimisinin idaresi altına girip boyun eğmesidir. Buradaki meselemiz, bu şıkka aiddir. Bu da "Ve Allah'ı bırakıp birbirimizi rabbler edinmeyelim." emriyle yasaklandı. İşte Allah Teala'dan başkasının hakimiyeti altına girmek, Tevhidi bozarsa hakiki küfür; bozmazsa mecazi küfürdür.
Küfrün mecazi olabilmesi için, hükmü Allah'tan başkasına vermemek, şeriatini yetersiz görmemek, emr ve yasakları hafife almamak, emr ve yasakları tatbik edenlerle alay etmemek ve inkar etmemek olmak üzere beş şartı vardır. Bunların birinin ihlali halinde, hakiki küfür tahakkuk eder. Binaenaleyh ma'siyette boyun eğmek hakiki küfür olabilir, ki Adi bin Hatem'in hadisinde ve Et-Tevbe suresi 31'inci ayette beyan edilmiştir.
 [19/s..]