بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

HADİS:46_Ashab Sevgisi

  Ashabdan olmayan hiçbir kimsenin, şerefli ashabı eleştirmeye hakkı yoktur. Zira
وَالسَّابِقُونَ الاَوَّلُونَ مِنَ المُهَاجِرِينَ وَالاَنْصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُمْ بِاِحْسَانٍ رَضِىَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ وَاَعَدَّ لَهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى تَحْتَهَا الاَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا اَبَدًا ذَالِكَ الفَوْزُ العَظِيمُ

H.46: Dinde “Öncelik derecesini kazanan Muhâcir ve Ensar ile onlara iyilik yapmakla tâbi' olanlar yok mu; işte Allah onlardan razı olmuştur; onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. Bunlara –kendileri içinde daimi kalacak olmak üzere– altlarından ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu en büyük bahtiyarlıktır.” buyurmasıyla Allah Teâlâ, önce Müslüman olan ashaba her hususta öncelik hakkını vermiştir. Muhâcir ve Ensâra, bir de Dinde kendilerine tâbi' olanlara cenneti va'detmiştir.