بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Mü'min Zikre Ehemniyet Vermelidir

MÜ'MİN ZİKRE EHEMMİYET VERMELİDİR

   Ayet-i kerîmede:        اَلاَ بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ القُلُوبُ  

“Dik­kat edin! Allah'ın zikriyle kalbler sükûn bulup yatışır.”

buyrulduğu; ve Muaz bin Cebel radı­yallâhu Teâlâ anhu'nun:

“Ya Rasûlallah Allah'a amellerin en sevimlisi nedir?”
diye sorması üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sel­lem'in de:

اَنْ تَمُوتَ وَلِسَانُكَ رَطْبٌ مِنْ ذِكْرِ اللّٰهِ تَعَالَى

“Dilin Allah Teâlâ'nın zikriyle ıslandığı halde ölmendir.”

diye cevab verdiği; ve Ümmü Habîbe radıyallâhu anhâ'nın merfû' hadîsinde:

كَلاَمُ ابْنِ اٰدَمَ كُلُّهُ عَلَيْهِ لاَ لَهُ اِلاَّ اَمْرٌ بِمَعْرُوفٍ اَوْ نَهْىٌ عَنْ مُنْكَرٍ اَوْ ذِكْرُ اللّٰهِ تَعَالَى

“Adem oğlunun sözünün hepsi lehinde değil aleyhindedir; ancak ma'rûfu emretmesi, münkerden sakındırması yahud Allah'ın zikri müstesnadır.”

buyrulduğu üzere her Mü'minin dâimî iman şuuru içerisinde zikir ve dua ile

Allah Teâlâ'yla beraber olması gerekir.

Zikrin birçok çeşitleri vardır: ilim öğrenmek zikirdir; Kur'ân'ı okumak zikirdir; hadis okumak zikirdir; Dînin helal ve haram ettiği şeyleri öğrenmek ve öğretmek, dua ve yalvarış zikirdir. İşte zikir ve dua yani yalvarışla, Mü'min insanla Allah Teâlâ arasında bir münasebet kurulur.

Her şeyden önce iman şuuruyla Allah Teâlâ'nın Rubûbiyet ve Ulûhiyet sıfatlarını idrak ettiği kadar Mü'min insan, bir taraftan her işte kendini Rabb'inin murâkabesi altında bulundurup kalben  اَللّٰهُ اَللّٰهُ“Allah Allah” diye ism-i şerî­fini zikreder, acizliğini, fakirliğini ve bütün ih­tiyaclarını Dergâhı'na arz eder.

 

            Diğer taraftan, اِنَّمَا المُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ “Ancak Mü'­minler birbirine kardeştirler.” ayet-i kerîmesinin veاَلْمُسْلِمُ مَنْ سَلِمَ المُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ وَالمُؤْمِنُ مَنْ اَمِنَهُ النَّاسُ عَلَى دِمَائِهِمْ وَاَمْوَالِهِمْ “Kâmil Müslüman o kimsedir ki, sâir Müslümanlar dilinden ve elinden selâmete ermişlerdir. Kâmil Mü'min de odur ki, sair insanlar kanları ve canları hakkında kendisine güven bağlarlar.” hadîs-i şerîfinin hükmüne teslim olur; ihlas, sevgi ve samimiyetle Mü'min kardeşleriyle düşüp kalkar, tezarru' ve yalvarış zamanlarında kardeşlerine dua eder, zihninde ve niyetinde hiçbirisine kötülük düşünmez, ğıybet ve koğuculuktan sakınır; bununla imanını kemâle erdirir