بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Hadis-i şerif

Hadis-i şerifte  şöyle buyrulmuştur:
"Muhakkak ki bazı insanlar Allah Tealã'nın anılmasına anahtardırlar." "Onlar kimdir?"  denilince Allah Rasûlü: “Onlar görüldüğü zaman Allah anılır." cevabını vermiştir. Ayaa! Hayr kapısının açılmasına anahtarın sevilmesi ar mıdır? Hayrın anahtarı olan zevat her cüzleriyle Allah Teâlâ’yı zikrederler. Bu sayede onlara tazim Allah Teâlâ’ya tazim sayılmaktadır. İşte bu  hikmete binaen: "Büyüklerimizin hakkını tanımayan bizim ahlakımızdan değildir." buyrulmuştur.
    Bu hadîse binaen denilir ki: Büyüklerin hakkını bilmek ve tanımak onlara saygı beslemek ve hürmet etmek demektir. Büyüklerin ilminden tecrübe ve görgülerinden faydalanmak, ancak onlara saygı beslemekle  olur. Büyüklere danışarak iş yapan, büyüklerin tecrübelerine kıymet verip onların yolundan yürüyen hiçbir zaman pişmanlık çekmez, işlerinde başarılı olur ve büyüklerinin de takdir ve sevgilerine mazhar olarak onlardan daima yardım görür. Böylece cemiyet içinde intizamlı bir haraket husûle gelir ve anarşi kalkar.
   Her şahıs için kendinden küçük ve kendinden büyük insanlar bulunacağından herkes küçüğüne hürmet eder ve büyüğüne saygı beslerse böyle bir cemiyette İslam ahlakı kemâline ermiş olur . Bu düzen içine girmeyip de dışarıda kalan , Peygamber Efendimizin buyurduğu gibi İslamdan sayılmaz . Yani İslam ahlakının kemal - i vasfından haricde kalır . İslamın manevi feyz ve bereketinden mahrum olur. [7/s.675]