بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Learning

İngilizce Kelimeleri Kalıcı Olarak Öğrenmenin Üç Temel Kuralı
KURAL-1) İnsanlar genel olarak gördüklerini, duyduklarına oranla daha kolay hatırlamaktadır.
Çoğu insanın daha önce tanıştığı bir insanın yüzünü hatırladığı halde, neden ismini hatırlayamadığını hiç düşündünüz mü?
Ben hemen cevap vereyim. Çünkü yüzleri görürsünüz, isimleri ise duyarsınız. Bu sebepten dolayı daha çok yüzleri hatırlar, isimleri ise hatırlayamazsınız. İşte birinci kural bu gerçeği söylüyor.
Birinci kuralı yabancı kelime öğrenme ile ilişkilendirirsek; öğrendiğiniz yabancı kelimeyi bir şekilde görülecek hale getirmelisiniz. Nasıl mı? Bunu aşağıda öğreneceğimiz yeni kelimelere uygulayarak göreceğiz.
KURAL-2) "Beyin üzerinde yaptığı etki açısından, gerçek görme ile hayali görme arasında çok büyük bir fark yoktur."
Bu kuralı açıklamadan önce California Görme Merkezinde yapılan bir deneyden bahsetmek istiyorum.
Görme sırasında bildiğiniz gibi gözlere gelen görüntü elektriksel sinyaller şeklinde beynin arka tarafındaki görme merkezine iletilerek görme sağlanmaktadır. Yani görme beyinde bir elektriksel faaliyet şeklinde gerçekleşmektedir. Bugünkü teknolojik imkanlar sayesinde beyindeki bu elektriksel faaliyetler ölçülebilmektedir.
California Görme Merkezinde "gerçek görme" ile " hayali olarak görme" arasındaki ilişki üzerine birçok deneyler yapılmıştır. Örneğin deneklere bir kristal cam bardak gösterilmiş ve bu görme sırasında beynin arka tarafındaki görme merkezinde oluşan elektriksel faaliyet kaydedilmiştir. Daha sonra deneklere gözleri kapalı olduğu halde aynı kristal bardağı hayali olarak görmeye çalışmaları söylenmiştir.
Yapılan ölçümlerde, her iki durumda da, beynin görme merkezinde oluşan elektriksel faaliyetlerin benzer olduğu görülmüştür. Hayal gücü çok iyi olanlarda bu benzerlik hemen hemen aynı olarak ölçülmüştür. İkinci kural bu deney bulgularına dayanmaktadır. İşte ikinci kural;
KURAL-3) "Hafıza ilişkileri kurulan olaylar ve bilgiler daha kolay hatırlanmaktadır."
Aslında bu kuralı bir önceki mini kursta öğrenmiştik;
Şimdi bu üç kuralı birleştiren bir sonuç çıkarıyorum;
İnsanlar gördüklerini daha kolay hatırlıyorsa, öğreneceğim yabancı kelimeleri önce "görsel" hale getiririm. Gerçek görme ile hayali görme arasında bir fark yoksa, kelimeleri temsil eden görsel resim veya olayları hayal gücümü kullanarak zihnimde canlandırırım. Böylece bu olayları gerçekten görmüş gibi beynimi etkilerim. Bir de yabancı kelimeyi temsil eden görsel resim veya olayla, yabancı kelimenin "anlamı" arasında bir ilişki kurarım. Böylece işlem tamam demektir. Bu işlemleri "Görsel Hatırlatıcılar" ve "FHT Kartları" diye adlandırdığım bir teknikle bir arada kullanacağız. 
Bu uygulamada üç temel kuralla beyninizin sağ lobu da öğrenme işleminin içine katılarak, yeni İngilizce kelimeler şekil, renk, boyut ve hayal gücü yardımıyla size öğretilecektir. Aşağıda öğreneceğiniz her yeni kelime için hayal gücünüzü kullanarak akli gözünüzle görmeniz gereken hafıza ilişkileri hem izah edilmiş, hem de şekil olarak çizilmiştir. İzah edilen hayali olayları ve İngilizce kelimenin Türkçe karşılığıyla olan ilişkisini on saniye kadar akli gözünüzle görmeye çalışınız. Arzu ederseniz hayali olayları görmek için gözlerinizi de kapatabilirsiniz.
Örneğin İngilizce "mingle (ming'gıl)" kelimesinin Türkçe anlamı "karıştırmak, karışmak" demektir. Bu kelime için şöyle bir olayı akli gözünüzle görmeye çalışacaksınız; Bir aile hep birlikte pikniğe gitmiştir. Tabi piknik denince akla ilk gelen "MANGAL"dır. Mangalın daha iyi yanması için piknikteki kadın eşine "MANGALı biraz KARIŞTIR" demektedir. Olaydaki kadının söylediği MANGAL ifadesi , size "mingle"ın anlamının "KARIŞTIRMAK veya KARIŞMAK" olduğunu hatırlatacaktır.
 
 
 
 
 
 

HAFIZA TEKNİKLERİYLE İNGİLİZCE DENEME TESTİNE HOŞ GELDİNİZ

Hafıza teknikleriyle beyninizin sağ lobu da öğrenme işleminin içine katılarak, aşağıdaki kelimeler şekil, renk, boyut ve hayal gücü yardımıyla size öğretilecektir. Bu teste her bir kelime için hayal gücünüzü kullanarak akli gözünüzle görmeniz gereken hafıza ilişkileri hem izah edilmiş, hem de şekil olarak çizilmiştir. İzah edilen hayali olayları ve İngilizce kelimenin Türkçe karşılığıyla olan ilişkisini on saniye kadar akli gözünüzle görmeye çalışınız. Arzu ederseniz hayali olayları görmek için gözlerinizi de kapatabilirsiniz.

DİKKAT EDECEĞİNİZ NOKTA, İZAH EDİLEN OLAYIN AKLİ GÖZLE MUTLAKA GÖRÜLMESİDİR .

posterity: (poster'ıti) gelecek nesiller.

digress: (daygres') konudan ayrılmak.                 morsel: (mor'sıl) lokma

chasm: (kezım) derin yarık, kanyon.

revenue: (rev'ınu) gelir, vergi geliri.                    greedy: (gridi) obur, açgözlü.

dungeon: (dan'cın) zindan, hapishane.

sever: (sev'ır) ayırmak, koparmak.

 

Görsel Kelime : POSTER İTİ                                 posterity: (poster'ıti) gelecek nesiller.

Reklam panosunda "punkçu" bir gencin resminin altında "GELECEK NESİL" yazmaktadır. Bu resmi ve özellikle altındaki yazıyı gören ihtiyar adam; "Bu GELECEK NESİL değil, ancak POSTER İTİ olabilir" diye mırıldanmaktadır. Hayali olaydaki POSTER İTİ ve GELECEK NESİL yazısı size "posterity" kelimesinin anlamını hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : SEVER                                           sever: (sev'ır) ayırmak, koparmak

SEVim ve ERsin adlı gençlerin birbirlerini sevdiklerini ve bu iki gencin bir kalp şekli çizerek içine isimlerinin baş harflerini SEV-ER şeklinde yazdıklarını düşünün. Bu iki genci AYIRMAK isteyen bir kişi ise bu kalp resmini bıçakla ikiye ayırarak SEV ve ER ifadelerini birbirinden ayırmıştır. Bu hayali olay size İngilizce "sever" kelimesinin anlamını hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : GRİYDİ                                         greedy: (gridi) obur, açgözlü.

Yunanlıların haritalarında Türklere ait adaları GRİ renkte gösterdiklerini düşünün. Bunu gören bir Türkün, "AÇGÖZLÜ Yunanlıların haritalarında tüm Türk adaları GRİYDİ, sanırım adamların bu adalarda da gözü var" dediğini hayal edin. Bu ifadedeki GRİYDİ ve AÇGÖZLÜ ilişkisi size İngilizce "greedy" kelimesinin anlamını hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : TAY-GRES                                      digress: (daygres') konudan ayrılmak.

Aklınızda ana yol üzerinde yürüyen bir tay canlandırın. Resimde, bu ana yol üzerinde TAY GRES yağına basınca kayarak YOLDAN ÇIKMAKTADIR. Bu hayali olaydaki TAY-GRES ilişkisi size "digress" kelimesinin "ANA KONUDAN AYRILMAK" anlamına geldiğini hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime: DAN ÇIN                                         dungeon:(dan'cın) zindan, hapishane

Dar bir ZİNDANda bulunan mahkumun zindandan geçen bir su borusuna metal bozuk parayla vurarak çıkardığı DAN ve ÇIN sesleriyle arkadaşlarıyla haberleştiğini hayal edin. HAPİSHANEdeki mahkumların tek eğlencelerinin bu şekilde çıkardıkları DAN ve ÇIN (dungeon) seslerinin olduğunu düşünün. Bu olay size İngilizce "dungeon" kelimesinin anlamının "ZİNDAN" olduğunu hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : KAZIM                                           chasm: (kezım) derin yarık, kanyon

KAZIM (chasm) adında bir kişinin veya çocuğun kanyon bölgesinde gezerken veya oynarken DERİN BİR YARIĞA düştüğünü hayal edebilirsiniz. Hayali olaydaki KAZIM ismi size "chasm" kelimesinin "DERİN YARIK" anlamına geldiğini hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : MOR SEL                                        morsel: (mor'sıl) lokma.

Gözlerinizi yumarak MOR SEL sularının azgın bir şekilde aktığını akli gözünüzle görmeye çalışın. Resimde dilenen adam, "Bu MOR SEL (morsel) beni bir LOKMAya muhtaç etti" demektedir. Bu hayali olay size "morsel" in LOKMA anlamına geldiğini hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : REVANİ                                          revenue: (rev'ınu) gelir, vergi geliri.

Geçimini sokaklarda arabasıyla REVANİ (revenue) satarak sağlayan adamın tek GELİRinin REVANİ olduğunu düşünebilirsiniz. Hayali olaydaki REVANİ size "revenue" kelimesinin GELİR anlamında kullanıldığını hatırlatacaktır.

 

 

POSTERITY

SEVER

GREEDY

DIGRESS

DUNGEON

CHASM

MORSEL

REVENUE

 

İşte öğreneceğiniz sekiz yeni kelime;

mingle: (ming'gıl) karıştırmak, karışmak.

fowl: (faul) tavuk.                                                 ford: (fôrd) sığ nehir geçidi.

concord: (kan'kôrd) anlaşma.

lanky: (leng'ki') uzun bacaklı ve zayıf.                  perilous: (per'ılıs) tehlikeli.

pilfer: (pil'fır) çalmak, aşırmak

broom: (bruum) saplı süpürge.

 

Görsel Kelime : MANGAL                                                        mingle: (min'gıl) karıştırmak, karışmak.

Piknikteki kadın eşine MANGAL ı biraz KARIŞTIR" demektedir. Olaydaki MANGAL, "mingle"ın anlamının "KARIŞTIRMAK veya KARIŞMAK" olduğunu hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : CONCORD marka uçak                                    concord: (kan'kord) anlaşma

Bilindiği gibi CONCORDe (concord) İngiliz – Fransız ortak yapımı ilk ticari sesüstü yolcu uçağıdır. Dolayısı ile CONCORDe uçağı iki ülkenin ticari ANLAŞMA yapmasının bir sonucudur. CONCORDe uçağı size "concord"un anlamının "anlaşma" olduğunu hatırlatmaya yetecektir.

 

Görsel Kelime : PİL VER                                                               pilfer: (pil'fır) çalmak,aşırmak

Dünyaya gelen uzaylı mahlukların enerji ihtiyaçlarını karşılamak için pil çaldıklarını veya aşırdıklarını düşünebilirsiniz. Hatta bu amaçla çeşitli dükkanlara girerek silah zoruyla "PİL VER" (pilfer) diyerek pil ÇALDIKLARINI veya AŞIRDIKLARINI hayal edebilirsiniz. "Pilfer" kelimesi ufak tefek ve değeri az olan şeylerin çalınması veya aşırılması için kullanılmaktadır.

 

Görsel Kelime : FOL                                                                       fowl: (faul) tavuk.

Tavuk ve yumurta ilişkisini herkes bilir. Tavuğun kümeste yumurtladığı yere koyulan yumurtaya "FOL" (fowl) denmektedir. Türkçe FOL kelimesi İngilizce "fowl"un TAVUK anlamına geldiğini hatırlatmaya yetecektir.

 

Görsel Kelime : LAN İKİ                                                               lanky: (leng'ki) Uzun bacaklı ve zayıf.

UZUN BACAKLI VE ZAYIF olmasına rağmen pota altında kendisinden daha kısa boylulara top kaptıran oyuncusuna antrenör kızmıştır. Antrenörün bu oyuncuya "LAN İKİ (lanky) metresin, yine de topları kaptırıyorsun" diye söylendiğini düşünün. "LAN İKİ metresin" ifadesinde söylenmek istenen şey "lanky" kelimesinin anlamıyla aynıdır.

 

Görsel Kelime : BORUM                                                             broom: (bruum) saplı süpürge.

Bildiğiniz gibi "SAPLI SÜPÜRGE"lerin sapı "boru"dan yapılmaktadır. Uyanık bir şirketin halkın aklında kalması için "BORUM SÜPÜRGELERİ" diye bir markayla süpürge üretmeye başladığını düşünerek, akli gözünüzle görmeye çalışın. "BORUM" markası size İngilizce "broom" kelimesinin anlamının "saplı süpürge" olduğunu hatırlatacaktır.

 

Görsel Kelime : FORD marka araba                                           ford: (fôrd) sığ nehir geçidi.

FORD gibi alt yüksekliği az olan arabaların SIĞ NEHİR GEÇİDİ nden geçerken su aldığını akli gözle görebilirsiniz. Önemli olan, bu olayın akli gözle görülmesi sırasında otomobilin markasına dikkat edilmesidir.

 

Görsel Kelime : PERİLİYİZ                                                           Perilous: (per'ılıs) tehlikeli.

Garip olaylar ve sesler duyduğundan dolayı evinin önüne TEHLİKELİ levhası asan kişi soranlara, "biz PERİLİYİZ (perilous) kardeşim, bu ev çok TEHLİKELİ" diye cevap vermektedir. Bu olaydaki PERİLİYİZ İFADESİ size "perilous" kelimesinin anlamının TEHLİKELİ olduğunu hatırlatacaktır.

 

İŞTE ÖĞRENDİĞİNİZ KELİMELERİN FHT KARTLARI

Şimdide öğrenmiş olduğunuz kelimelere ait FHT kartları toplu olarak aşağıda gösterilmiştir. Kelimeleri hatırlamaya çalışınız. Eğer hatırlamakta zorlandığınız bir kelime olursa mouse'la (fare) resmin üzerine gelerek kelimeyi AÇIKLAYAN BİLGİYİ görebilirsiniz.

FORD

FOWL

PILFER

PERILOUS

CONCORD

BROOM

LANKY

MINGLE