بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

BED'UL-EMALİ_43.Eserden

BED’U-L-EMALΠ  MANZUMESİ - İTİKADİ BEYTLER

Zamanımızda itikadlar son derece sarsıldığı için kadın olsun erkek olsun bir Mü'minin, her şeyden önce itikadını Ehli Sünnet vel'Cemaate göre tashih etmesi, sonra çocuklarına da talim etmesi farzdır, hatta her farzdan önce farzdır.(43/s.5)

1-İmlânın başlangıcında, incilerin dizilişi gibi manzum tevhîd için kulu söyler.

 2-Mahlukâtın Ma’bûdu, Yardımcısı ve Ulu olan Mevlâmız Kadîmdir. Bütün kemal sıfatlarıyla vasıflanır.

 3-O hayat sahibidir. Âlemin tedbîr ve takdîrindedir. Hakk’tır, vardır. Ve Celal sahibidir.

 4-Rabb’imiz, hayrı da şerri de irade edicidir. Lakin, hile ve kulunun çirkin işine rızası yoktur.

 5-Allah Teâlâ’nın sıfatları, Zât’ının aynısı yahud Kendisinden ayrılmaya yararlı gayrı de değildir.

 6-Allah Teâlâ’nın Zâtî ve fiilî sıfatlarının hepsi kadîm ve ezelîdir. Zeval bulmaktan münezzehtir.

 7-Allah Teâlâ’yı eşyaya benzemez, altı cihetten münezzeh şey ve zat diye isimlendiririz.

 8-Ehli basîret olan en hayrlı ehlin nezdinde, isim, sahibinin gayri değildir.

 9-Rabb’imiz Teâlâ cevher, cisim, kül, ba’z yani cüz, zarf ve zarfa sığan değildir.

 10-Zihinde bölünmeyi kabul etmeyen bir cüz vardır, ey dayı oğlu. (Veyahud) Ey şübheci.

 
11-Kur’an mahluk değildir. Allah Teâlâ’nın kelamı, söz cinsinden münezzehtir, yücedir.

 12-Arşla temas ve bitişmek vasfı olmaksızın, arşın Rabb’i arşın fevkindedir.

13-Rahman olan Allah Teâlâ’ya teşbih, bir yol değildir. Binaenaleyh ehli (sünneti) bundan koru.

 14-Deyyân (yani cüz ve kül üzerine kulunu hesaba çeken, ceza veya mükafat veren) üzerinde zaman geçmez. Tebeddül ve tağayyür, yani bir sıfattan diğer bir sıfata nakolunması da yoktur.

15-İlahî Teâlâ, kadından, evladan, eşten münezzehtir. Bunlara muhtac değildir.

16-Böylece yardımcı ve yardıma da muhtac değildir. O kahır ve azametiyle tektir.

 17-Mahlûkunu cebren öldürür ve diriltir. Onları iman ve amelleri üzere mücazat veya mükafatlandırır.

18-Hayrı işleyenlere cennet ve nimetler vardır. Kafirlere en şiddetli azaba ulaşmak vardır.

 19-Cehennem ve cennet fani olmazlar. Cennetliler ve nimetleri cennetten, cehennemliler ve azabları cehennemden naklolunmazlar.

 20-Ahirette mü’minler O’nu keyfiyetsiz ve benzersiz, temsilsiz ve teşbihsiz olarak göreceklerdir; dünyada O’na iman ettikleri gibi.


21-Gördükleri vakitte, cennet ve nimetlerini unuturlar. Ey (kavm). Ehli i’tizâle yazıklar olsun.

22-Mahlukunu doğru yola sevkeden mukaddes ve müteâlî olan Allah Teâlâ’ya kulu hakkında en aslahı (en yararlıyı) yaratması vacib değildir.

 23-Sûret-i kat’iyyede rasûllerin ve serefli meleklerin tasdîki farz-ı ayndır.

24-Nebilerin sonuncusu, Sadr-ul-Muallâ Nebîdir ki, Hâşim oğullarından Cemal sahibidir. Şuhud aleminde son, ruh âleminde ilk, âlî ve yüce rasûldür.

 25-İhtilafsız olarak O, nebilerin imamıdır. İnsanların hülâsâsı ve zübdesidir. Bunda hiç şübhe yoktur.

26-Hazreti Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in şeraiti ve dini kıyamete kadar bâkîdir. Her zamana, her merhâleye kafi kanundur.

 27-Mi’rac işi hak ve doğrudur. Çünkü vukûu hakkında meşhur ve âlî hadisler vardır.

 28-Gerçekte nebiler, kasdî olarak isyan etmekten ve mertebelerinden kovulmaktan masum ve emindirler.

 29-Hiçbir zaman köleden, kadından, sihir, yalan gibi yapmacık şeyleri yapanlardan nebiler olmamıştır.

 30-İskender Zülkarneyn, Lukman Hekim nebi midir, değil midirler; bilinmedi. Mücadeleden sakın.

 

31-Ve Îsâ aleyhisselam ilerde gelip Deccalı öldürecektir. Deccal fitne sahibi bir ehli fesaddır.

 32-Velîlerin kerametleri dünya diyarında haktır. Onlar Allah Teâlâ’nın bağışlarına ehildirler.

 33-İddia olarak da mertebe olarak da hiçbir zaman hiçbir velî, nebîden üstün olmadı.

 34-Ebû Bekr Sıdd^ık’in ashab üzerine tercihi gerçektir, bunda ihtimal yoktur.

 35-Tercih ve fazilet hususunda Hazreti Ömer-ul-Faruk’tan sonra, âlî mertebe sahibi Hazreti Osman’dır.

 36-Hakikaten iki nur sahibi Osman, savaş saflarında Kerrâr’dan daha hayrlı idi.

 37-Bundan sonra fazilet, Kerrâr olan Hazreti Ali’yedir. Diğer bütün ashabdan üstündür. Başkaya bakma.

 38-Hazreti Ayşet-us-Sıddîka’nın, bazı hasletlerde Fâtımat-ut-Zehrâ’dan üstünlüğünü bil.

 39-Çok fesadcılık çıkaran ve mutaassıblardan başkası, Yezid’i ölümünden sonra tel’in etmemiştir.

 40-Keskin kılıç gibi delillerle taklid edenin imanı muteberdir.

 

 41-Akıl sahiblerine Âlî ve süflî âlemi yaratanı bilmemek mazeret değildir.

 42-Ümidsizlik halinde hiçbir şahsın iman etmesi makbul değildir. Çünkü Allah Teâlâ’nın emrine imtisal olunmamıştır.

 43-İbadet ve taat, imanın cüz’ünden sayılmamaktadır.

 44-Şu halde katl, zina ve hırsızlıktan dolayı bir kimsenin küfrüne ve mürtedliğine hükmedilmez.

 45-Bir zaman sonra dahi dinden çımaya niyet eden, derhal dinden çıkar.

 46-İtikad etmeksizin dahi küfre sebeb olabilecek bir lafzı irade ile söylemek küfürdür. Gaflet mazeret değil.

 47-Sekir halinde sarhoşun kasıdsız hezeyan ve lakırdılarından küfrüne hükmedilmez.

 48-Ma’dûm, hilâlin bereketi gibi zahir olan fıkhî delille görülen ve şey değildir.

 49-Mükevven (yaratılan) ve tekvîn (var etmek, yok etmek) ayrı ayrıdır, bir tek şey değildir. Gözdeki sürme gibi bunu tut.

 50-Her söz, sahibi olan buğzedici, sözümden tiksinse dahi, haram da helal gibi rızktır.

 

51-Kabirde her şahıs Rabb’inin tevhîdinden sorulmakla mübtelâ olacaktır.

 52-Kafirler ve fasıklar için fenalık işlemeleri sebebiyle kabirdeki azablarına hüküm edilecektir.

 53-Mü’minlerin cennete girmeleri Rahman’ın fazlıyladır, ey  emel sahibleri.

 54-Haşre gönderildikten sonra hesaba çekilmek haktır. Binaenaleyh vebalden son derece sakın.

 55-Ve kitablar veriliyor; kimisinin sağ tarafından kimisinin solundan kimisinin de arkasından.

 56-Amellerin tartılması ve sırat köprüsünün üzerinden geçilmesi de haktır, yalansız.

 57-Dağlar gibi büyük günah işleyenlere hayrlıların şefaati umulur.

 58-Dualar için apaçık tesirler vardır. Halbuki dalâlet ahalisi inkar ederler.

 59-Dünyamız ve heyûla (yani madde ve aslı) sonradan var olmuşlar. Heyulâ’nın aslı yoktur. Şevkle bunu al.

 60-Cennet ve cehennem yaratılmışlardır. Onların varlığı üzerine birçok zamanlar ve haller geçmiştir.

 

 61-Kötülük, günah işlemekten dolayı hiçbir mü’min (tevbesiz ölse dahi) ahirette ebedî olarak ateşte kalmaz.

 62-Tevhîde garib bir surette libas giydirdim; helal sihir gibi sureti bedi’dir.

 63-Ruhları müjdelemiş gibi kalbi coşturur. Saf su gibi ruha hayat verir.

 64-İçine dalın, ezberleyin. (Böylece kuvvetli olarak) itikad edin. Birçok bağışlar cinsine nâil olursunuz.

 65-Zaman zaman dua  ve  hayrla yadetmek hususunda (özellikle) tezarru’ zamanında fakire yardımcı olun.

 66-umulur ki Allah Teâlâ Onu fazl u keremi ile afuv eder. Ve nihayet Ona saadet verir.

 67-Gerçekte ben de vakitte Allah Teâlâ’ya niyaz ederim, bir gün bana hayrlı dua edene.

 


Yorumlar - Yorum Yaz