Bizim imamımız Ebu Hanîfe, oğlu Hammad'a aşağıdaki tavsiyeleri yazdırmış; ona hitaben:
Evladım bununla amel etmen çok faydalıdır. Bu hasletler, saîd olmanın ve mutluluğun esasıdır, onları prensip yap, onlarla amel et, buyurmuştur.
1. Haramdan sakınmak, emrleri yerine getirmekten ibaret takvayı temel sermaye yap.
Zahirî duygularım haramdan sakındırdığın gibi, kalbini de harama sirayet edecek fikir ve vesveselerden, bozuk niyetlerden temizle.
Kemal-i zillet ve tevazudan ibaret ubudiyetle Cenab-ı Feyyad-ı Mutlak'ın emrlerini yerine getir.
Bunda İmam, iki büyük hasleti nazarı itibara almıştır. Bu iki haslet, takva ve ubudiyetin özüdür.
a. Muhabbetullah'tır. Yani aşırı derecede Allah'ı sevmek demektir, ibadet, şeriatle amel etmek, bu muhabbetin semeresidir.
b. Haşyetullah'tır. Yani gizli ve aşikarede Allah'tan korkmaktır. Bu özün semeresi, günahları terk etmek ve sünneti ihya etmektir.
"Her hikmetin başı Allah korkusudur."
2. Cehaleti terk et. Ölünceye kadar fıkıh ilmi öğren. Zira fıkıh ilmini bilene hadîs-i şerîfte müjde vardır.
"Allah Teala kimin hakkında hayrı dilerse onu dinde fıkıhçı kılar."
Yani helal ve haram ilmini güzelce anlar ve onunla amel eder.
3. Dinde veyahud dünyada ona muhtaç olduğun kimseden başkasına arkadaşlık yapma.
Muhtaç olduğun kimseye de basîret üzere hareket et.
4. Nefsinden intikam al; nefsin için başka kimseden intikam alma.
Yani başkaları hakkında insafla davran. Kimsenin hakkına tecavüz etme amma hakkından feragat et; bu benim ahlakımdır.
5. Allah Teala'nın sana vermiş olduğu mal, rızk ve makamla kanaat et, pek hırslı olma.
İnsan, mal, rızk ve makamından dolayı zulmeder; sen bu nimetlerle zulmü ortadan kaldırmaya çalış.
6. Kendini insanlardan ihtiyacsız bırakmak, çoluk çocuğun nafakasını temin etmek için çalış.
Doğru ve güzel alışveriş yap. Malının ayıbını gizlemekle milleti aldatma.
7. Gücünün yettiği kadar, halktan bahsetmekle onları aleyhine döndürme; ya zikirle sus ya da konuşurken malayani şeylere girme. Her fuzulî işten kendini dizginle.
8. Yolda rastladığın her müslümana selam ver.
Hayr ehlini sev, şer ehlini de idare et.
Seyda-i Tahî, Gavs-ı Hizanî'den naklen: Her gördüğünü Hızır bil. Eğer. böyle hüsnü zanla olursan, şübhesiz kazanç sana kolay olacaktır. Sui zan edersen kalbin rahatsız olur, sen de ondan dolayı huzuru kaybedersin, buyurmuştur.
9. Peygamber aleyhisselam'a çok salavat getir. Zira salavat Onun şefaatinin peşin ücretidir.
Salavat getirmek hakkında bu abd-i aciz, Gavs'tan sordu.
Dedim ki: Etba'dan bir kısmı salavatın bid'at olduğunu söylediler, halbuki ayet salavatı emretmiştir.
Cevabında: Cehrî ve sesli umum zikirler Sıddîkiyye tarîkatinde bid'attır. Salavat dil ile ve gizli sesle olursa güzeldir.
Sessiz olarak ne kadar gücün yetiyorsa salavat oku.
Sevab için değil Peygamber'i sevmek için devam et.
Gerçek salavat, şefaat için de çok faydalıdır; Peygamber'in sevgisini de celb eder, buyurdu.
Yani Peygamber aleyhisselam salavat okuyanı sever.
10. İstiğfarın efendisini, her namazdan sonra, bir, üç veya beş kere oku; ölüm anında mutlaka tevbe ile gitmeye vesiledir.
İmam bu istiğfarın, gündüzde gecenin günahını, gecede gündüzün günahım afuv ettirdiği gibi, ölümden sonra cennete girmeye de vesile olduğunu tasrih etmiştir.
Şeyh Ahmed Gümüşhanevî şöyle buyurur: Birgün birisi EbüuDerda radıyallahu anh'a "Senin evin yandı." demiştir. O da:
«Hayır benim evim yanmaz. Çünkü Rasul-ü Ekrem'den şöyle işittim:
" Her kim sabah ve akşam:
Allahumme Ente Rabbî la ilahe illa Ente, aleyke tevekkeltu ve Ente Rabb ul-arş-il-azîm.
Maşa Allahu kane ve ma lem yeşe' lem yekun ve la havle ve la kuvvete illa Billah-il-aliyy-il-azîm, a'lemu Ennallahe kad ehata bi külli şey'in ilmen.
Allahumme innî eüzu bike min şerri nefsî ve min şerri külli dabbetin, Ente ahizun bi nasiyetiha, inne Rabbî ala sıratın müstakim, derse hiçbir musibet çarpmaz.» buyurmuştur.
11. Kalbî zikri hesabsız yap. Çünkü kalbî zikir ruhun hayatıdır.
12. Her gün Kur'an'dan oku. Sevabım Peygamber'e, annene, babana, üstadına ve sair müminlere bağışla, buna ihtimam et, ihmal etme.
13. İnsanlarda fitne ve fesad çoğalmıştır.
Düşmandan daha ziyade samimi arkadaşlanndan sakın.
Dostum bana düşman olabilir diye hazırlıklı ol.
Çünkü düşmanların sana günahı işletemezler, günahı irtikab yolunu gösteremezler, amma samimi arkadaşın sana kolaylıkla günah işletebilir.
Bilahare günah düşmanlığınıza sirayet eder; dostun düşmanın olursa seni halkın gözünden düşürür.
14. Sırrını gizle. Mezhebim' ve meşrebini kimseye söyleme.
15. Komşularının eziyet vermelerinde sabret ve onlardan kendini koru. Lakin iyiliğin onlardan ayrılmasın. Allah iyilik yapanları sever.
16. Ehli Sünnet velCemaatin mezhebini tut, ehli bid'atin mezheblerinden sakın, hatta kitablarını okuma. Kelamcıların sözleri aklı bozar, ehli bid'atin sözleri ise kalbi bozar.
17. Kalbinden, halis niyet ve itikaddan başka herşeyi çıkar. Bozuk niyetleri terk et. Zira bütün fenalıklar bozuk niyetlerdendir. Allah Teala kişinin doğru niyetine binaen sevabını verir.
18. Gücünün yettiği kadar helalden ye.
Çünkü helal lokma salih ameli yaptırır; ondan husul bulmuş nutfeden salih evlad çıkar. Haram lokmadan, bozuk amel ve asi evlad çıkar.
19. Beş yüz bin hadisten seçmiş olduğum beş hadîs-i şerîfi kendine temel sermaye yap.
"Her amel niyetlerle beraberdir."
Yani amel neyse, niyet de odur. Amelin sevabı niyete göre verilir. Niyet ne kadar ihlasla olursa amel o kadar doğru olur.
"Kişinin malayaniyi terk etmesi islamının güzelliğindendir."
İnsan ne kadar müslüman olursa o kadar malayaniyi terk eder.
"Sizden biriniz nefsine sevdiğini başkasına da sevinceye kadar (gerçek bir) mü' min olamaz."
Yani, namusun dışında bütün menfaatlerin rnü'min kardeşine olmasını arzulamak lazımdır.
İmam Şafiî'den birisi "Ne ile bu kadar şeref kazandın?" diye sormuş;
o da: "Kiminle münazara ettimse söze başlamadan evvel:
Ya Rabbi hak benim kardeşimin ağzından tezahür etsin, diye kalben Allah'a yalvardım. Elli bir yaşıma vardım; Elhamdu Lillah Allah beni ilimde kimseye mağlub etmemiş, daima beni galib kılmıştır.
Birisi Süfyan bin Üyeyne'ye "Siz ne ile bu kadar velayette yüceldiniz; ve ne ile Allah'a kavuştunuz?" diye sormuş; o da: "İki hasletle,
a. Daima mü'min kardeşime yedirmeyi nefsimden evvel düşündüm.
b. Daima dünyevî ve uhrevî menfeat mü'min kardeşime olsun diye Allah'a yalvardım." cevabını vermiştir.
"Şübhesiz helal bellidir, haram da bellidir. Lakin aralarında şübheliler vardır. Her kim şübhelilerden sakınırsa dîni ve şerefini korumuştur."
"Müslüman odur ki, diğer müslümanlar elinden ve dilinden selamete kavuşmuşlardır."
Yani eli ve diliyle müslümanlara, haklarına tecavüz etmeyen, ahlaken kamil bir mü'mindir. Kamil mümin, emin demektir. Emin olmayan kamil değildir.
SultanAhmed camisinin eski imamlarından, Muhterem Molla Şefik Efendi Hazretlerini ziyaret ettik.
Ayrılırken: "Üstadım ihtimal ki sizinle görüşmemiz bir daha nasip olmayacak, bize bir tavsiye buyurmaz mısınız?" dedim.
Hayli bir zaman murakebeye daldı. Başını kaldırıp şöyle buyurdu:
«Gözümün nuru Şeyh Abdulhakîm amcam bize şöyle buyurdu: Elinize, dilinize, belinize hakim olun. Allah dili iki kapı arasından yaratmış, ona daha ziyade hakim olun. Gözün önüne de kanatlı bir kapı yapmıştır; Allah'ın izni olmaksızın açmayın.
İmam-ı A'zam'ın Hammad'a tavsiye ettiği beş hadisle amel edin. Sizler bunu yaparsanız cennete girmenize şübhe kalmaz.»
Sonra göz yaşlarını döktü, "Eğer dil ve göz olmasaydı, bizden günah sadır olmayacaktı." diyerek şöyle devam ettiler:
«Gerçekten Efendi Hazretleri çok büyük hakikatleri beyan ettiler. Eliniz, beliniz, diliniz ve gözünüz Allah hesabına çalışsın.
Ya Rabbi! Ahirette bunları aleyhimizde konuşturma, biz ihtiyarladıkça saç sakal ağardı, ölüm elçisi geldi. Kusurumuzu afuv et, gençlerimize hidayet et. Zira ahirette evladlarımız bizden ayrılırlarsa çokça ağlarız. O gün bizi ağlatma. Bugünde de gençlerimize Imam-ı A'zam'ın vasiyetiyle yaşamalarını nasib et ve yaşat.
20. Havf ve reca arasında amel et.
Yani sıhhatte iken korku ile ümid arasında; vefat edeceğin zamanda da, şübhesiz Rabb'im beni afuv eder diye Allah hakkında hüsnü zan et, hüsnü zan üzere ölmeye çalış.