Aynı zamanda Arabî olarak وَاِنْ يَكَادُ الَّذِينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ لَمَّا سَمِعُوا الذِكْرَ وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌ وَمَا هُوَ اِلاَّ ذِكْرٌ لِلعَالَمِينَ “O inkar edenler, zikri = Kur'ân'ı işittikleri zaman, nerdeyse gözleriyle seni devirmeleri için şiddetli hasedle bakarlar. Hâlâ da kin ve hasedlerinden: “Hiç şübhe yok, o bir delidir.” derler. Oysa O Kur'an, ancak âlemler için bir zikirdir = üstün ilimle bir öğüttür.”[[1]] mealindeki ayet-i kerîmeyi okuduktan sonra ondokuz kere: لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ اِلاَّ بِاللّٰهِ العَلِىِّ العَظِيمِ “Lâ havle ve lâ kuvvete illâ Billâh-il-Aliyy-il-Azîm” diyene nazar tesir etmez. Birçok meşâyıh bunu tercih etmişlerdir.[27/s.255]