بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

MEHDİ Aleyhisselam

Seyyid Muhammed bin Rasul el Berzenci, el-İşaa li Eşrat-is-Saa adlı  eserinde diyor ki:
"İsa Aleyhisselam, bir ikindi namazında inecektir. Namaza  kamet edildiği halde imam geriye cekilecek ve o imam olacak; Rasulullah  Sallallahu Aleyhi ve Sellam'im sünneti üzere namazı  kıldıracaktır. Binaenaleyh İsa Aleyhisselam'ın Mehdiye sabah namazında iktida  edeceğini beyan eden hadisler tevil edilir."


    Bizim için İsa Aleyhisselam'ın veya Mehdi'den hangisinin hangisine  imametlik yapacağını bilmek söz konusu değildir. Her iki vecih de  muhtemeldir. Nitekim Aliyy-ul-Kari el-Meşreb-ul Verdi fi Mesheb-il-Mehdi adlı  eserde bu hususta varid olan tüm hadisleri bir araya getirerek uzadıya  izahta bulunmuştur.


    Ebu Bekr Sıddık'a Rasulullah'ın Halifesi denilmesine rağmen, Mehdi  Aleyhisselam'a Halifetullah denilir. El-Örf-ül-Verdi adlı eserde İmam  Suyuti, İbnu Sirin'in Mehdi'nin fazileti hakkında naklettiği hadislerin sahih  olduğunu tasrih etmiştir.


    İsa Aleyhisselam'ın inişi, Mehdi Aleyhisselam'ın hilafetinin son  zamanlarındadır. Çünkü Mehdi Aleyhisselam'ın hilafet devresi kırk; İsa  Aleyhisselam'ın inişinden sonra yer yüzünde yaşaması, üç ile dokuz arasıdır.


    Evet Mehdi Aleyhisselam dahi manevi bir şahsiyet değil, herkesin  işiteceği,birçoklarının da göreceği şahıstır; sultandır ve halifedir.Yine Seyyid Muhammed Berzenci diyor ki: "Mehdi Aleyhisselam'ın  varlığı; geleceği ve kendisinin Hazret-i Fatıma'nın evladından olacağı manevi  tevatür derecesine ulaşan hadisler varid olmuştur. Bunca hadisleri inkar  etmeye, bir mü'min cüret etmez.

"Meryem oğlu İsa'dan başka mehdi  yoktur."
mealinde varid olan hadis zayıf olmakla beraber, Huffaz'ın  yanında,tevil edilmesi vacibdir. Yani İsa Aleyhisselam nebi ve rasul  olduğu, kendisine vahiy geldiğinden dolayı, Mehdi Aleyhisselam onunla istişare etmeksizin mehdilik yapmaz. Bu da Mehdi Aleyhisselam'ın, İsa Aleyhisselayü  vesselam'a vezir olduğu devrededir. Hafız İbnu Kayyim Mennar'da diyor  ki: "Meryem oğlu İsa'dan başka Mehdi yoktur. " hadisini İbnu Mace tahric  ettiyse de, hadis zayıf olduğundan hüccete yararlı değildir" Münavi de aynını  söylemektedir. Hatiboğlu Sünen-i İbnu Mace'nin şerhinde bir açıklama  yazmıştır


    Ebu Davud ve Tirmizi'nin tahriç ettikleri, Hazreti Ali'den,Ebi  Said'den,Ümmi Seleme'den, Ebi Hureyre'den gelen rivayette Peygamber Sallalahu  Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:


    "Dünya ömründen bir günden başka kalmazsa dahi, elbette Allah o günü  uzatacak; ta ki o günde Benden (yahud ehli beytimden ) bir adamı  gönderecektir. Onun ismi Benim ismime muvafıktır; babasının ismi babamın  ismine muvafıktır.Yeryüzü hak ve gerçek adaletle doldurulacaktır; aşırı  zulümle doldurulduğu gibi.


    Şianın İmam ebu-l Kasım Muhammed bin Hasan'ın mehdi olduğu ve kendisinin  kaybolup son zamanda zuhur edeceği iddiaları, bu hadiste  reddolunmaktadır; çünkü babasının ismi Abdullah değildi.


    Demek Mehdi gelecektir.Ehli Sünnet vel Cemaatin ittifakıyla kıyametin  büyük alametleri,hiç tevilsiz olarak olacaktır.


    Mehdi Aleyhisselam zuhur edeceği zamanda birçok müslümanlar davetine  icabet edeceklerdir. Zamanına yetişmiş olsak,kendisinin bizi asker edip  etmeyeceğini düşünmeliyiz. Kendisi gelmeden önce deccaliye fikrine sapanların  kısm-i azamisi ve kendisini bekleyen- lerden de birçoğu, Deccal'e tabi'  olacaklar... Nitekim Muammer'in Camii'nde ve Beğavi'nin de Şerh-us-sünne ve  Mesabih'te tahric ettikleri Ebi Said-il-Hudri'den gelen bir rivayette  Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:


    "Ümmetimden başlarında taylasan bulunan yetmişbin kişi Deccale tabi'  olacaklar."


    Yine İmam Ahmed,Tirmizi,ibnu Mace ve Hakim'in de tahric ettiği Ebi Bekr  Sıddık'tan gelen bir rivayette Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle  buyurmuştur:


    "Deccal,meşrıkdaki bir yerden çıkar;oraya Horasan denilir.Bir kavim ona  tabi' olacaktır;sanki yüzleri kılıflı kalkanlar gibi dövülmüştür."


    Binaenaleyh Mehdi'nin ne zaman geleceğini araştırmaktan daha  ziyade,Mehdi'nin gelişinden evvel kendisinin ordusuna sapasağlam asker  olmaya hazır olmak gerekir. Kanaatimce zamanı çok yakındır.

 

Mehdi Aleyhisselam üç sıfatla tanınır; birincisi kemal-i ilim; ikincisi  kemaliyle adaleti icra etmesi; üçüncüsü kemal-i servet, şöyle ki birisi onun  yanına gelip bir şey istediğinde sayıyla vermez, avuçla verir.


    Mehdi Aleyhisselam'ın zuhurundan önce görülecek alametler de şöyledir:


    a- Fırat nehrinin açılmasıdır.

    b- Ramazanın ilk gecesinde ayın,onbeşinci gecesinde güneşin tutulmasıdır  ki,ondan önce bir ayda böyle görülmemiştir.

    c- Aynı ramazanda ayın üçüncü bir kez tutulmasıdır.

    d- Kıtlık ve kuraklığın şiddetlenmesidir.

    e- Kuyruklu yıldızın çok parlak olarak şarkta görülmesidir.

    f- Gökte şiddetli bir karanlık ve kırmızılığın çıkıp yayılmasıdır.

    g- Her dille, Mehdi'nin gelişini ilan eden seslerdir. Birinci nida  edilişinde,yer yüzünde yaşayan hiçbir kimse yoktur ki işitmesin.

    h- Zilkade ayında harbin başlaması.

    I- Zilhicce ayında hacıların soyulması da olacaktır.

    Nitekim Şeyh-ul Ekber bu hususta birçok söz söylemiştir.Bu alametlerin  hakkında birçok hadisler varid olmuştur.



Mehdi Aleyhisselam'ın alametleri şunlardır:

    a- Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in gömleği,kılıcı ve bayrağı  yanındadır.Bayrağı üzerinde "Allah için biat " yazılıdır

    b- Yukardan devamlı bir ses gelir: Bu Allah'ın halifesidir tabi' olun.

    c- Karşısında kendine uzanmış biat eli vardır.

    d- İşaret ettiği kuş eline konar.

    e- Kendisine karşı gelen bir ordu, Medine ile Mekke arasında yere batar.

    f- Gökten bir nida: Ey insanlar! Münafıkların, zalimlerin, tabii'lerinin sonu  gelmiştir. Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in ümmetliğinden başkasında  hiçbir şeref yoktur. Haydi, Mekke'ye doğru!. Mehdi'nin ordusuna iltihak!.

    g- Yer küresi içinden madenler,sütunlar gibi kendisine fışkırır.

    h- Mekke'de defnedilmiş hazineyi açığa çıkartır; ve Allah yolunda bunları  harcar.

    I- Musa  Aleyhisselam'ın zamanındaki Tabut-us-Sekine, Antakya'nın bir  mağarasından çıkartılıp ulaştırılacaktır.

    j- Kendisini gören birçok yahudiler dahi müslüman olacaktır.

    k- Ve özellikle Horasan tarafından siyah bayraklarıyla yardımına bir ordu  ve kavim koşacaktır.


    Beyhaki,İ mam Ahmed ve Hakim'in de tahric ettkleri Sevban radıyallahu  anh'tan gelen bir rivayette Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

    "Sizler Horasan tarafından gelen siyah bayraklıları gördüğünüz  zaman, derhal ona koşun. Çünkü muhakkak onların içinde Allah'ın  halifesi (Muhammed bin Abdullah olan) Mehdi vardır."


    Aliyy-ul-Kari diyor ki; "Siyahtan murad müslümanların çokluğu olması da  muhtemeldir."


    Bu dahi kıyametin alametlerinden biridir. Halife olduğu itibariyle büyük  bir hükümdardır. Halife kelimesinin Lafzatullaha izafe edilmesinden  anlaşılıyor ki, kamil bir insandır. Kendisine vahiy gelmez lakin tabi'leriyle  birlikte şehvet ve alçaklıklardan tertemiz ve paktır. Bütün güzel ahlaka  sahibtir. Nitekim Münavi de bu hadisin şerhinde böyle demiştir: Hayrete şayan  ki Hafız Zehebi,bu hadisi münker; İbnu Cevzi de mevdu' görmüşlerdir. Hafız İbnu  Hacer diyor ki: "İbnu Cevzi, bunda isabet etmemiştir, zira hadisin senedinde  kizble töhmet altına alınacak bir kimse yoktur." Nitekim Heysümi de Zevaid'de: "Bu hadisin isnadı sahihtir; ricali sükattır." demiştir.


   6-Hakim, İbnu Mace ve Tirmizi'nin de tahric ettikleri, Ebû Hureyre'den  gelen bir rivayette Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:


    "Gerçekte Ye'cuc ve Me'cuc her günde güneşin ışığını görecekleri  derecede (önlerindeki seddi) kazıyorlar. Başlarındaki olan: "Hadi dönün, yarın  kazarsınız." Der. Allah Teala onu (seddi), öncesinden daha  muhkemleştirir. Zamanlarına ulaştığı ve Allah da onları insanlar üzerine  göndermeyi murad ettiği zamana kadar güneşi görecek derecede  (tekrar) kazarlar. Başlarındaki: " Haydi dönün, Şüphesiz yarın kazacaksınız." der İnşallahu Teala diye istisna ederler. Bunun üzerine sedde  geldiklerinde bıraktıkları gibi kalmıştır. Onu kazarlar ve insanlar üzerine  çıkarlar. Suları içerler. İnsanlar onlardan kal'alarına sığınırlar. Ye'cuc ve  Me'cuc oklarını semaya atarlar. Okların uçları şiddetli kırmızı kana  bulandığı halde üzerlerine düşer. " Biz yer yüzündeki ahaliyi kahrettik, gök  ehline yükseldik " derler. Derken Allah Teala neğaf adlı böceği kafalarına  gönderir. (O böcek burunlarından beyinlerine çıkar. Ve) Bununla onları  öldürür."  Neğaf; koyun ve devenin burnundan beyinlarine çıkan bir böcektir.


    Hasılı kıyamet insanların en şerlilerinin başında kopar.O zaman da yer  yüzünde Allah Allah diyen kalmayacaktır. Bu hususta dahi birçok hadisler  vardır. Nitekim Müslim'in de tahric ettiği Enes Radıyallahu Anh'tan gelen bir  rivayette Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellam şöyle buyurdu:


    "Yer yüzünde Allah Allah denilmeyinceye kadar kıyamet kopmaz."