ÖĞRENME ÇEŞİTLERİ
Çocuğun dikkat ettiği şeyler, her şeyden önce kendisi için çevreden ayırdığı bilgilerdir. Bu bilgiler de, durumlar ve değişmeler için çevrenin çocuğa sunduğu verilerdir. Bilgi isteği, çocuğun ilgisini de yönlendirir. Çocuğun eski algılarıyla yeni algıladığı şeyler arasındaki farkı görebilmek, esasen öğrenmenin de temelidir. Algının yöneldiği insan, nesne ve olayları değerlendirme amacıyla, o andaki yaklaşma eğilimi bilgi arama, bulma ve özümleme, bilgi isteğinin de özelliğidir. Kısaca çocuk, doğuştan çevresi ve kendisi hakkında bilgi sahibi olmak için gayret sarfeden, merak eden, öğrenmek isteyen, ilerde insan olacak olan "insan yavrusu"dur. Şimdi çocuğun, öğrenmenin ilk basamağından son basamağına kadar, yani en basit öğrenme türünden en karmaşık öğrenme türüne nasıl ulaştığını görelim.
İşaretleri Öğrenme:
Çocuklarda öğrenmenin ilk basamağı, çocuğun çevresindeki işaretleri öğrenmesidir. Bu öğrenme özellikle şartlı refleksler veya geçici bağlantılar kurma şeklindedir. Çocuğun daha önce yaptığı genel ve yaygın tepkiler, gerçekte bu davranışı ortaya çıkarmayan bir işarete bağlanır. Çocuk bu işaretlere tepkide bulunmaya başlar. Yani tepkiyi ortaya çıkarmayan işarete, çocuğun daha sonra tepkide bulunmayı öğrenmesi söz konusudur. Bebek, doğumundan sonraki birinci ayda -hatta doğum öncesi 6. aydan itibaren- annesinin sesini duyunca veya onu görünce emmek için hazırlanır. Doğumun ikinci gününde anneler, bebeğin vücudunu temizlerken bile, onun ağladığını görebilir. Bebekte hayvanlara oranla çok daha çabuk, hızlı işaret öğrenmesi, yani uyarıcılar arasında bağlantı kurması dikkati çeker. Çocuklar, hayvanlardan daha çabuk işaretleri öğrenebilir. Uyarıcının ortaya çıkması, davranışın yapılması için hazır olmaya sebep olur,
Bebek ilk aylarda çevresini araştırma, dikkatle dinleme, koklama, elinin yetiştiği yerlere dokunma yoluyla çevresindeki uyarıcılara ait işaretleri (ipuçlarını) öğrenmeye çalışır. Belirli zaman aralıklarıyla beslenme ile ilgili uyarıcı işaretlerini doğumunun ilk haftalarından itibaren öğrenmeye başlar. Susma, altının temizlenmesi, yıkanma, beslenme, uyuma vb. gibi davranışlara ait bazı işaretler çok erkenden öğrenilir. Bu öğrenmelerde, öğrenme şartları doğrudan doğruya zaman bakımından birbirini takib eder. Uyarıcı ve davranış peşpeşe aynı şekilde yapılır. Yani öğrenilen davranışlar (tepkiler) tekrarlanır. Tekrarlanma sayesinde bu davranışlar, çocuğun davranış haznesinde birikir ve bebeğin malı olur. Bebeğin yeni ve farklı tecrübeler yapabilmesi, yeni işaretleri öğrenebilmesi için daha önceki tecrübelerinin önemi çoktur. Bu tecrübeler sayesinde kurulan bağlantılar veya zihni yapılar, yeni öğrenilecek işaret veya bilgilerin birbiriyle mukayesesini, işlenmesini de kolaylaştırır. Bebek, öğrendiği bilgileri yenileriyle mukayese edebilecek bir sistem de geliştirir. Artık çocukta bilinenler- bilinmeyenler, tanmanlar-yabancılar yapısı ortaya çıkar. Mesela; üç-dört aylık bebekler, herkese gülümserken, dördüncü aydan sonra yabancılardan çekinir ve kaçarlar. Yabancının kucağına gidince ağlarlar. Bu olayda bebekler tanıdıkları ile yabancı olanlar arasında bir ayırım, bir farklılaştırma yapmayı öğrenmişlerdir diyebiliriz.
Uyarıcı - Tepki Öğrenmesi
Bu öğrenme türünde bebek, tamamiyle farklı ve yeni olan uyarıcılara, doğru olarak tepkide bulunur. Bu şekilde uyarıcı ve tepki arasında bir bağ kurulur. Çocuk da yaptığı tepkilerin niteliği hakkında bilgi sahibi olur, yani bir geri bildirim alır. Bebek, birçok davranışta bulunur. Bu davranışlar bazen mükafatlandırılır, bazen de cezalandırılır. Mesela; lambanın düğmesine basınca yanacağını öğrenir. Lamba yanınca da karanlıktan kurtulur. Trafik ışıklarında kırmızı yanınca durma, yeşil yanınca geçmeyi de bu yolla öğreniriz.
Basit Zincirleme Öğrenmesi
Bu öğrenme türünde iki veya daha fazla uyarıcı-tepki bağlarının bir zincir oluşturması söz konusudur. Yani karmaşık davranışlar için ayrı ayrı davranış birimlerinin birbirine bağlanması gerekir. Basit uyarıcı-tepki bağları bir sıra dahilinde kullanılır. Kalem tutma, dikiş dikme, değneği at gibi kullanma, sek sek oynama, diş fırçalama, giyinme vb. gibi davranışlar, bu öğrenme türüne girer. Bir kere öğrenilen ve süreklilik kazanan davranış sanki otomatikmiş gibi tekrarlanır. Mesela; giyinen bir çocuk, giyininceye kadar peşpeşe bir sürü davranışı zincirleme bir şekilde yapmak zorundadır. Piyano çalma, yüzme, ders çalışma vb. konularda birbirini ard arda takip eden zincirleme davranışları görmemiz mümkündür.
Davranış İhtimaliyetleri
Anne-babalar, eğitimciler çocuklarını yüreklendirmeleri, sevmeleri, ikaz etmeleri, kınamaları, azarlamaları, mükafatlandırmaları, cezalandırmaları veya soğuk, ilgisiz şekilde davranmalarına rağmen, ümit ettikleri kadar çocuklarının eğitimlerinde başarılı olamadıklarını gördüklerinde üzülürler. Bunun sebebi pekiştirme ve ceza metodlarını sistemli ve bilinçli bir şekilde kullanmamaları, bazen de işi tesadüfe bırakmalarıdır. Pekiştirmelerin düzenli ve sistemli olarak uygulanması, anne-babaların eğitim uygulamalarında hayal kırıklığına uğramalarını engelleyici bir etki yapar.
Pekiştirmede istenilen davranışın olumlu olarak pekiştirilmesi, istenilmeyen davranışların ise, görmezlikten gelinmesi esastır. Anne-babalar hatalı tepkileri tenkit edebilirler. Fakat ikaz, uyarma, kınama şeklinde yapılan bu tenkitlerin hatalı davranışı ortadan kaldırma tesiri çok azdır. Yapılan hatalı davranışın direnci fazla kırılmaz. Böyle durumlarda olumlu sosyal pekiştiricilere daha fazla yer verilmesi gerekir.
Pekiştirmede davranış, mükafat veya ceza arasındaki zaman aralığı da önemlidir. Ceza, "Atı alan Üsküdar'ı geçtikten sonra" verilmemelidir. Zira "Son pişmanlık fayda vermez" diye bir atasözümüz vardır. Öğrenme konusunda yazılmış olan kitaplarda, davranışı takip eden pekiştirmenin, öğrenmede daha tesirli olduğu ileri sürülmektedir. Zamanı geçtikten sonra yapılan pekiştirmeler daima, ilgili olsun veya olmasın daha önceki davranışı pekiştirirler ki, bu da öğrenmeye olumlu etki yapmaz. Özellikle iki yaşma kadar olan çocuklarda pekiştirmeler, zamanı geçmeden, davranış yapılır yapılma: verilmelidir. Davranıştan hemen sonraki pekiştirme, özellikle küçük çocuklarda, basit, kolay ve yapılaşmış, bütünlük kazanmış öğrenmelerde ve öğrenmenin ilk dönemlerinde daha tesirlidir. Yaşı büyük çocuklarda, daha karmaşık problemlerde ve öğrenmenin daha sonraki aşamalarında bazı şartlarda gecikmiş şekilde yapılan pekiştirme de en azından aynı şekilde tesirlidir. Gecikmiş pekiştirme yoluyla öğrenme olayı böylece uzatılmış olur ve çocuğun bilgi ve beceri yapısı içinde davranışın doğru olarak tekrarı ve devamı sağlanmış olur, öğrenme garanti akma alınır. Bu durum özellikle sözlü öğrenmeler için önemlidir. Gecikmiş pekiştirmelerde muhakkak farklılaşmış uyarıcının mevcut olması gereği vardır. Bu şekilde daha sonraki geribildirim de yapılmış olur.
Pekiştirme ve yeni davranış arasındaki zaman aralığı da önemli bir faktördür. Doğru-yanlış değerlendirmelerde bu durum söz konusudur. Çocuğa, cevabının niçin yanlış olduğu veya doğru olduğunu düşünecek kadar zaman verilmelidir. Bu zaman aralığı verilmez, aksine acele edilirse, öğrenme miktarı da azalacaktır.
Basit zincirleme öğrenmesinde el-yüz yıkama, ata binme vb. gibi davranışlar, daima önceki öğrenmelerin üstünde öğrenilir. Davranış talimatlarına göre uygun hareketleri yapmak önem taşır. Bunun için davranışların zaman içinde birbirini peşpeşe takip etmesi, bu davranışların tekrarı ve pekiştirmeler yapılarak davranışların güçlendirilmesi esastır.
Sözlü Öğrenme
Bu öğrenme türünde uyarıcı-tepki bağlarını birbirine bağlama söz konusudur. Birçok uyarıcı-tepki . bağlantısı ve davranış zincirinin son halkası sürekli sözlü bir davranış olan son davranışa bağlanır. Mesela, eşyaların adını söyleme, nesnelerin adını söylerken kelimeler kullanma ve kelimelerin seslerini doğru sırada söyleme gibi davranışlar sözlü öğrenmeye örnek olarak verilebilir. Şiir ezberlerken, konuşurken, meramımızı anlatırken davranışımızın son parçası daima sözlü bir davranıştır.
Ayırdetmeyi Öğrenme
Bu öğrenme türünde çocuk, aynı zamanda mevcut olan birçok uyarıcının çeşitli kısımlarına farklı davranışlarla cevap verir. Uyarıcıları belli özelliklerine göre, birbirinden ayırmayı öğrenir. Farklı durumlara farklı davranışlarda bulunmayı öğrenir. Oyuncak sepeti içindeki oyuncak arabaları birbirinden ayırır, onları da diğer oyuncaklardan ayırmayı öğrenir. Birçok anahtar içinden kapıyı açacak anahtarı bulabilir. Trafik ışıklarını birbirinden ayırarak, kırmızı-sarı-yeşil ışıklara göre gereken hareketleri yapar. Çocukların ayırdetme öğrenmelerini geliştirmek için, yaptıkları başarılı olan ayırma davranışlarının hemen pekiştirilmesi gerekir. Yırt-ma-yapıştırma oyunları vb. oyunlar ayırdetmeyi sağlayıcı oyunlardır. Doğru olan ayırdetme başarıları, daha sonraları da tekrar edilmelidir. Ayırdetme öğrenmesi hayatımızda çok önemlidir. Hatalı yapılan genelleştirmeler, uyarıcıların yeterince ayırdedilememesinden kaynaklanır. Bu yüzden çocuklarla ayırdetme alıştırmaları yapılması gerekir.
Kavram Öğrenme
Dış görünüşleri (şekilleri) çok farklı olan uyarıcılara (nesne ve olaylara, kişilere) bir tepkiyle cevap vermeyi öğrenmeye kavram öğrenme denir. Çocuk, askerleri daima savaş kıyafetinde görür ve asker denilince, daima savaş kıyafetinde olan erkekleri anlar. Bir çok uyarıcıya bir tek tepki ile (asker kelimesi ile) tepkide bulunur. Yani bir sınıf teşkil eden nesne, olay ve varlıklar grubuna bütün olarak tepkide bulunmayı ifade eder. Sınıflama, serileme, eşya ve olayları ortak özelliklerine göre gruplama davranışları daima kavram öğrenmesi ile ilgilidir. Mesela; bir cismin küp olup olmadığını soyutlama; anne ise, çocuğu olan kadındır vs. gibi soyutlamalar yapma davranışları kavram öğrenmesinin içine girer. Bir tepki birçok uyarıcıya ortak olarak yapılır.
Kavram öğrenmesinde uyarıcıların zaman bakımından bir sıra dahilinde öğrenilmesi ve başarılı olan tepkinin pekiştirilmesi esastır. Polis, hemşire, baba, yeşil, kırmızı, masa, dolap, kaşık, tabak, çatal, mutfak, yağmur, karanlık, insan, kedi, köpek, hayvan, bitki, dere, cami vb. gibi kavramlar, birbirinden çok farklı dış görünüşlere sahip olsalar da, bu kavramların her birine yerine göre tek bir davranışla tepkide bulunuruz. Mesela; polis, polis kıyafetinde olan, hırsızları yakalayan, belinde silah taşıyan, bizi kötü insanlardan koruyan kişiler için kullanılan bir kavramdır. Bir kavramla ilgili olarak ne kadar cümle kurabiliyorsak, o kavramı o kadar iyi biliyoruz demektir...
İlke ve Yapıları Öğrenme
Bu öğrenme türünde çocuk, iki veya daha fazla kavram arasındaki ilişkileri kurmayı öğrenir. Uyarıcı gruplarına başarılı tepkilerin bir grubuyla tepkide bulunmak, ilke ve yapı öğrenmesinin temelidir. Uyarıcı ve tepkiler arasındaki ilişkiler, önceden tahmin edilecek şekilde birbiriyle bağlanır. Mesela; havalar soğuyunca kaim elbiseler giyilir. İki artı iki, dört eder. Misafire selam verilir. İlke ve yapı öğrenmesi, en basit ilkelerden en karmaşık ilkelere kadar bir derecelenme gösterir.
Problem Çözmeyi Öğrenme
Problem çözme öğrenmesinde kuralları uygulayarak bir problemi çözme veya genelleme yapmayı öğrenme söz konusudur. Çocuk daha önce öğrendiği kuralları birleştirerek, yeni olan problemi çözer. Problem çözme çocuğun kuralları birleştirirken, yani daha önce öğrendiği kuralları birleştirirken, yeni kuralları birleştirmesi veya bir keşif yapması esnasında cereyan eden süreçleri ifade eder. Bu arada önemli kuralları hatırlama ve tekrar bu kuralları uygulama söz konusudur. Kuralların biribirini takip etmesi ve problem çözme stratejilerinin uygulanması yanında sözlü bilgiler de gereklidir. Bu şekilde problem çözme daha başarılı olur. Kurallar arasında ilişkiler kurulamadığı zaman, problem...