بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Hadis-i Şerif

Ve nitekim Ebî Remse radıyallâhu anh diyor ki: <"Sen insanların mizaclarını, ğıdalalarını, dert ve devasının bazı hususlarını = tabiatini bilen şefkatli bir arkadaşsın. Dert ve dermanını hakîkî olarak bilen, sıhhat ve şifâyı veren, Allah Teâlâ'dır."(1) buyurdu.>> Böylece ma'siyet mübtela olan bir âsî, bir şeyhe yahud âlime gitmesi takdirinde, hidayete ermekliğini o şeyhe yahud o âlime isnad etmemelidir. Bilakis Allah Teâlâ'nın iradesine uygun الهادى El-Hâdî ism-i şerîfinin inişine şeyh veyahud da âlimin vesile olmasına hükmetmelidir. Çünkü şeyhlik vasfında bulunan mürşid, Allah Azze ve Celle'nin iradesine uygun hidayet vermesine yine izniyle vesiledir, hidayetin fâili değildir. Böylece baba çocuğunun doğmasında, Allah Azze ve Celle'nin الخالق El-Hâlık ism-i şerîfinin fiile geçmesine, diğer ifadesiyle bu ism-i şerîfin tasarrufunun inişine sebebdir; yaratmasında fâil değildir. [8/s.40]

(1) İmam Ahmed Müsnedi c.4 s.163 h.n.17459, Beyhakî es-Sünen-ul-Kübrâ c.8 s27, Beğavî Şerh-us-Sünne c.10 s.182 h.n.2534'de sahih isnadla tahric ettiler. Mişkâti'l-Mesâbîh h.n.3471,