Şiir_Bayramda şenlik tab’u melek
Bayramda şenlik tab’u melek
Hayâ-u vakar ilm-u ve emek
Seyr-i sülûk cümle helek
Uğradı hayale ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Bülbül dikene takıldı kaldı
Güller soldu ağlaya daldı
Ğurbette diyar tutuşa aldı
Kapkara bir bayramdır ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Hani o edeb akl-ı selîm
Hani Sadâ-yı Kur’ân tecvid-u Talim
Hani o ihlâs o teslim
Hepsi ğarib kaldı ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Aradım bir pîr-i âşık
Kimi buldumsa suç-i sâbık
Kalmadı ârif hep sahte lâhik
İrfan nerede ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Seher vakti sabâ eserken
Gül öz verip kanat açarken
Erenler nefesle zikrederken
Yatakta uyuyakaldık ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Arafat’da hacılar akd-i minada
Kabenin sağında solunda
Tûbâ li’l-ğurabâ kimedir bu müjde
Avazlar hep ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Kutb-i ferdin bağında bir nergis idim
Derin çimeninde aks-i fener idim
Gülistanda kanarya öter idim
Hep gittiler cümle ârifler ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Birden yumuldu gözüm özüm kan ağlar
Kesildi lezzetler can mumu cayır cayır yanar
Kopardım felekten bir bayram meâlyar
Ravzasında birlikte ağlar ağlar ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Bu sefer güneş ğayboldu
Yıldızlar göründü zevâl oldu
Çayır çimen sonbahar buldu
Kış fırtınasına yakalandım ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Nedir bu mâtem-i umûm manzarası
Tırmanır kimi zirveye tepetaklası
Kimi sarhoş şarap ğafili nefesi
Ğurbet diyarında kaldık ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Sivasta bir pir-i muğan vardı
Bakışlarından sâlik yanardı
Gizliden gizliye nefes salardı
Kaçırdı fırsatım askerlik ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Nihayet Ankara kafesinde bir münevver
Hû deyişi yakar ciğerler yürekler
O da tek kaldı emsâlinden bî-eser
Hey felek derdi ve kederler ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Gel birlikte ağlayalım
Yanık ciğerleri tuzlayalım
büryân olup beraber kalalım
Geçer mi fîrak günleri ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Papağan ağaya ne çare
Savt-ı bî-sadâya ne çare
Ateşte dut ağacına ne çare
Pervâne gibi dönelim ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Hikmet susmak imiş cana
Semiyyuz-Zebîh ister birlikte seninle yanyana
Şer-i şerifdir düstûru ârif-i dânâ
Bizden yana ol ırakta feryad figanım ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Gündüz ser’alara güneş aksi
Gecede her taraf kandil hevâsı
Cennet imiş bu hayat amma sisi
Irakta kaldım feryad firak ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Hastası olmayan Lokman da olsa
Dalgası olmayan fezada olsa
Müşteri bulmayan Pisagor da olsa
Gene çare bulamaz çare sensin ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Yararlı yârânla bayram ederler
Safâ ehli vakitleri seyranla göçerler
Yarsızım yaramaz halim boşa gider
Günlerim coşar yanarım ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel...
Sular derelere boşa aka gider
Gençler top peşinde koşa gider
Ormanımız boşa yanar gider
Hasreti yaramda ya Rasûlullah imdâda gel imdâda gel... [45/S.22-26]