Tevhîd
Tevhîd lügatte:"birşeyi birlemek"ise de, usûl-u din ilmine göre:Halık Teâlâ'nın Zâtında, Sıfatı'nda ,Fiili'nde Birtek olduğuna inanmak, Rabb Teâlâ'yı zihnî sûretlerden ,vehmî ve hayalî sıfatlardan, benzerlikten, cisim ve cismânîlerden tenzih etmektir. (43/s.29)
Tevhîd: "Ulûhiyeti" -- yani tapılmayı --,"Rubûbiyeti"--yani icadıyla eşyayı yokluktan var etmeyi, var ettiğini imdâdıyla yeşertmeyi, yaşatmayı, tedbir etmeyi, tasarruf etmeyi--,"Malikiyeti"--yani mülkünde hükmü geçerli sahibliği--ve "Hakimiyeti" Allah Teâlâ'ya tahsis etmekle birlikte Zâtın'da, Sıfatı'nda, Fiili'nde O'nun Birtek olduğunu bilip inanmaktır.
Kısacası Ehli Sünnet vel'Cemaate göre Tevhîd, sebeb olsun, sebeble meydana gelen olsun yahud illet olsun bulut gibi, ma'lûl olsun yağmur ve nebat gibi, herşeyin fâilinin sadece Allah Teâlâ olduğuna kesin hükümle hükmetmektir.
İlim ve iradesiyle Allah Teâlâ'nın tüm eşyayı yoktan var etmesi, kudretiyle belli bir nizama tâbi tutması, tedbir etmesi ve dilediği zamanda yok etmesine inanılmasına Tevhîd-i Rubûbiyet, denilir, yani Rabb olarak Allah Teâlâ'yı birlemek.
Aynı zamanda Allah Teâlâ tüm eşyayı yoktan var ettiği, kudretiyle belli bir nizama tâbi tuttuğu, tedbir ettiği için mahlukun Kendisi'ne ibadet etmesini hak ettiğine inanılmasına Tevhîd-i Ulûhiyet denilir, yani Mâ'bud olarak Allah Teâlâ'yı birlemek, diğer ifadeyle ibadeti Zâtı'na tahsis etmek demektir.
Birbirinden ayrılmayan Tevhîd-i Rubûbiyet ve Tevhîd-i Ulûhiyet'e inanan kimseye "Muvahhid" ismi verilmektedir. (43/s.29-30)