Kardeşlik Bey'ati
………………………………. “Allah’tan başka hiçbir ma’bud olmadığına ve Benim de hakikaten Allah’ın Rasulü olduğuma şehadet etmeniz, huşu’ ile beş vakit namazınızı ta’dil-i erkan üzere kılmanız, ihlas üzere zekatı müstehaklarına vermeniz, söz dnleyip boyun eğmeniz, iş başına gelen ehliyetli kimseyle asla çekişmemeniz, kendiniz ve ehlinizi her zarardan koruduğunuz gibi Beni ve ehlimi de her zarardan korumanız üzerine Bana bey’at etmenizi = sözleşmenizi isterim” (H.21: İbnu Sa’d et -Tabakat-ül-Kübra c.3 s.609, ed-Dürr-ül-Mensur c.4 s.294) buyurmasıyla Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, üçüncü kez,
İman ve İslam üzerine kendisine bey’at eden Müslümanlara, kendilerini, iyal ferdlerini, mallarını her türlü zarardan korudukları gibi, hayatındayken zat-ı şerifini, sonrasında ise sünnet = din ve şeriatini korumalarını,
Aynı zamanda Müslümanların, herhangi bir insana verilen sözlerinde ve yaptıkları sözleşmelerinde sebat etmeleri; çekişmeksizin Müslüman amirin sözünü dinlemeleri ve boyun eğmeleri; İsar, yani kendileri muhtaç olsa bile Müslüman kardeşlerinin ihtiyacını gidermeye koşmaları, yani kendilerine istedikleri ve razı oldukları her hakkı Müslüman kardeşlerine vermeleri ve rahim sılasında bulunmaları üzere birbiriyle dahi KARDEŞLİK BEY'ATİ yapmalarını şart koşardı. (21/s.33-34)
Allah Teála'nın emrlerini yapmak, yasaklarını terk etmek için kendine bir kardeş edinene, Allah da mükafat olarak cennette bir derece verir. Öyleyse her Mü'min kendine kardeş tutmalı ve ONUNLA BEY'AT ETMELİ, hatta annesinin babasınin ismini öğrenmelidir. Çünkü bu cennet vesilelerinin en kuvvetlisidir. Cemaatleşmek de bunun için. [29/s.28]