بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Allah Teâlâ’nın Sıfatlarının Alâkadarlığı

Allah Teâlâ’nın Sıfatlarının Alâkadarlığı

Allah Teâlâ’nın i’tibâri sıfatları, meâni ve ma’nevi olmak üzere ikiye ayrılır:
Meâni sıfatları; ilim, İrade, Kudret, Semi’, Basar, Hayat, Kelam, Tekvin olmak üzere sekizdir. Ma’nevi sıfatları ise, bunların ismi fâilleridir; ki İbrahim Hakkı Hazretleri 17-22 numaralı beytlerde buna işaret etmiştir.
Mesela Allah Teâlâ Alimdir, Müriddir, Kadirdir, Semii’dir, Basirdir, Hayydır, Mütekellimdir ve Mükevvindir denilir. İttifakla Allah Teâlâ, onaltı sıfatla vasıflanır. Zaten ilim sıfatı âlim olmasını gerektirir. Diğer sıfatları da böylece kıyas et.
Mahluka ilgi ve alâkadarlık bakımından Allah Teâlâ’nın sıfatları dört kısımdır:

1-Vâcib’e, mümküne ve muhal olanlara alâkadar sıfatlar; İlim ve Kelamdır. Mesela İlmullah’ın Vâcib’e bağlılığı, muhalin muhal oluşunu bilmesidir. Hâsılı İlmi; tesbit bakımından Vâcib’e, mümküne ve müstahile alâkadardır.
Kelam sıfatı ise, delil, beyan, emr, nehiy bakımından tüm eşyaya alâkadardır. Bu cihetle Allah Teâlâ’nın kelamı, Vâcib’den, mümkünden ve müstahilden haber vermektedir.

2-İrade ve Kudret sıfatı, sadece mümküne alâkadardır. Yani İrade ve Kudretin, Vâcib ve müstahile alâkadarlığı söz konusu değildir. Evvelden izah ettiğimiz gibi İrade; tesir cihetiyle bir şeyi mesela maddeyi, bir şeye mesela icad ve idamdan birine, tercihen tahsis etmesi… Kudret; bilmubaşere İradeyi fiile geçirmesi, yani halketmesi’nden ibarettir.
Vâcib’in idamı, müstahilin icadı muhal olduğundan, bu iki sıfat, Vâcib ve muhala bağlanmaz. Çünkü Vâcib’in idamı, bekâsını engellemekle Vâcib’i vâciblikten çıkarması bakımından muhaldir. Böylece varlığı muhal olanı var etmesi de muhaldir. Çünkü bu takdirde yokluk ve varlık gibi iki zıddın aynı anda bulunması gerekir. Her akıl sahibi bunu idrak eder. Binaenaleyh İrade ve Kudretin mümkünden başkasına bağlanmaması, âcizlik ve noksanlıktan değildir; o şeyin tabiatindendir.
İşte burada şeytanlar, mü’minlerin imanını sarsmak için şöyle soruyorlar: “………………….
…………………………………………………..
3-Üçüncü kısım, Semii ve Basar sıfatlarının, sadece mevcud olana bağlı olmalarıdır; ister o mevcud Vâcib olsun ve ister mümkün olsun…
İrade ve Kudret hakkında şeytanların sorusu, burada da olabilir. Ancak mühim olan, sıfatların tabiatini bilmek, Vâcib ve mümkünün manalarını idrak etmektir. Semi’ ve Basar sıfatlarının, mâ’dum yani hiç olana bağlanışı, tabiatinden değildir. Şu kadar ki, mevcud olabileceğe bağlılığı mümkündür. Mesela şerik-i Bâri’nin görülmesi mümkün değildir. Amma kâinatın olmadan önce de görülmesi mümkün olabilir. Fakat hiçbir akıllı; “mevcud olmayan bir gülü gördüm, görürüm, kokusunu işitirim, tadını alırım” diye iddia edemez.

4-Hayat sıfatı ise, hiçbir şeye bağlı değildir. Mahlukun hayatına benzemez, sadece Kendisi’ne mahsus bir sıfattır; Zâtı’yla kâimdir. [1/s.218-219]