Hadis-i Şerif
Âişe radıyallâhu Teâla anhâ’nın, Peygamber'den "Kadîr gecesini bilsem ne okuyayım?" diye istirhamda bulunması üzerine Fahr-i âlem sallallâhu aleyhi ve sellem:
اَللهُمَّ اِنَّكَ عَفُوٌّكَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّى يَا كَرِيمُ
duasının okunmasını emretti.
Yani: “Allâhumme! Sen afuv edicisin, kerem sahibisin, afuvu seversin. Binaenaleyh bizi afuv et, ya Kerîm!” demektir.
Uhrevi rızkların istenilmesinde اَلْكَرِيمُ El-Kerîm ismi eklenmeksizin okunur; dünyevi rızkların istenilmesinde ise şu dua eklenilerek okunur:
اَللّهُمَّ اكْفِنِى بِحَلاَلِكَ عَنْ حَرَامِكَ وَاَغْنِنِى بِفَضْلِكَ عَمَّنْ سِوَاكَ
Yani: “Allahumme! Helalinden kazanmak sebebiyle beni haramdan alıkoyuver. Fazlınla Sen’den başkasına beni ihtiyacsız kıl.” demektir.
Ayrıca kadir ve berat gecesinde birçok meşâyıh:
يَاذَا الْمَنِّ وَلا يُمَنُّ عَلَيْهِ يَا ذَا الجَلَالِ وَالاِكْرَامِ يَاذَا الطَّوْلِ لَا اِلٰهَ اِلاَّ اَنْتَ يَا ظَهْرَ اللاَّجِينَ وجَارَ المُسْتَجِرِينَ يا صَرِيخَ المُسْتَصْرِخِينَ وَمَاْمَنَ الْخَائِفِينَ اِنْ كُنْتَ كَتَبْتَنِى عِنْدَكَ فِى اُمِّ الْكِتَابِ شَقِيّاً فَامْحُ عَنِّى اِسْمَ الشَّقَاءِ وَاَثْبِتْنِى عِنْدَكَ سَعِيدًا وَاِنْ كُنْتَ كَتَبْتَنِى عِنْدَكَ فِى اُمِّ الْكِتَابِ محْرُومًا مُقْتَرًا عَلَىَّ رَزْقِى فَامْحُ حِرْمَانِى وَيَسِّرْ رِزْقِى وَاَثْبِتْنِى عِنْدَكَ سَعِيدًا مُوَفَّقًا لِلْخَيْرِ فَاِنَّكَ تَقُولُ فِى كِتَابِكَ الَّذِى اَنْزَلْتَ (( يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِنْدَهُ اُمُّ الكِتَابِ ))
diye eklemişlerdir.
Yani: “Ey Kendisi’ne hiçbir minnet edilmeyen, minnet sahibi Ulu Ma’bûd’um! Ey Celal ve İkram Sahibi! Ey Kuvvet ve Kudret Sahibi! Sen’den başka azabından korkulan, zâtıyla yahud nimetiyle sevilen ve Rabb olması sebebiyle tapınılan hiçbir ma’bûd yoktur. Sen sığınanların sığınağısın! Sen güven isteyenleri barındıransın! Sen yardım dileyenlere yardım edensin! Sen korkanlara güven verensin! Eğer Nezdin’deki “Ümm-ül-Kitab”da Sen beni şakî yazmış isen, benden şakîlik vasfını sil; Nezdin’de mutluluk vasfıyla beni sabitleştirdi. Eğer beni “Ümm-ül-Kitab”da mahrum, rızkı dar yazmış isen, mahrumluğumu sil, rızkımı bollaştır ve Nezdin’de beni hayra muvaffak kalınan mutluluk vasfıyla sabitleştir. Zira Sen indirdiğin Kitabı’nda: “Allah, hükmünden dilediğini silip mahveder, dilediğini sabitleştirir; ve Nezdi’nde Ümm-ül-Kitab vardır.” diye buyurmuşsun.” demektir. ]20/s.645]