Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Harise adlı sahabeye hitaben:
H.20- "Ey Harise bin Nu’man, nasıl sabahlandın?" diye sordu.
Harise radıyallahu Teala anhu:
"Hak bir Mü’min olarak sabahlandım." dedi.
Rasulullah:
"Dediğine bak, dikkat et! İtikad olsun, amel olsun, ahlak olsun ?
Şübhesiz gerçek olan her bir şeyin bir hakikati vardır; o halde senin imanın hakikati nedir?" yani: "İmanını oluşturan cüzler nelerdir?" diye sordu.
Harise:
"a-Hiçbir şek ve şübhenin şaibesi olmaksızın İslam Diniyle mutmain olduğum,
b-Nefsimi dünyevi bütün alakalardan kesmiş olduğum,
c-Gecemi uykusuzlukla yani teheccüdle, gündüzümü de susuzlukla yani oruçla geçirdiğim,
d-Rabbi’min Arşına açık olarak baktığım,
e-Cennetlilerin birbirlerini ziyaret etmelerine bakarak görmüşçesine umduğum,
f-Ateşte olanlara da, orada birbirinin tepesinde dönüp dolaştıklarına bakarak görmüşçesine korktugum halde sabahlandım." cevabını verince
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem:
"Yekin derecesine varıp baktın: Bundan böyle bu vazife üzerinde devam et. Yekin derecesine varıp baktın: Bundan böyle bu vazife üzerinde devam et. O öyle bir kuldur ki, Allah kendisinin imanını kalbinde nurlandırmıştır." buyurdu.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem aynı soruyu Haris bin Malik radiyallahu Teâlâ anha da sormuş; Haris bin Malik de, Harise bin Nu'man gibi cevab vermiştir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
H.21- "Nasıl sabahlandın ey Muaz?" diye Muaz bin Cebel radıyallahu Teâlâ anhu'dan da aynı soruyu sormuş;
Muaz: "Allah Teâlâ’ya can-ı gönülden iman ettiğim halde sabahlandım." diye cevab vermiştir.
Rasulullah sallallahu aleyhi ye sellem:
İtikad olsun, amel olsun, ahlak olsun "Şübhesiz gerçek olan her bir şeyin bir hakikati vardır =oluşturan cüzler vardır. O halde söylemiş olduğun sözünü doğrulayan şey nedir?" diye sormuş; Muaz radıyallahu Teâlâ anhu cevaben:
"Ya Nebiyyallah, sabahlandığım hiçbir sabah vakti yoktur ki, akşama yetişeceğimi; akşamlandığım hiçbir akşam vakti yoktur ki, sabaha yetişeceğimi; hatta adımladığım hiçbir adım yoktur ki, peşinde ikinci bir adım atacağımı zannetmiş olayım.
Sanki ben beraberinde nebileri yahud Allah’tan başka taptıkları putları olduğu halde akın akın gelen her milletin kendi lider ve davasına çağrıldığını, ateşlilerin azab gördüklerini, cennetlilerin sevab kazandıklarını görür gibi bakarım." demiş; bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ye sellem:
"Bildin; bu vazifeye devam et." müjdesini vermiştir.