بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

El-İsrâ' 85, El-Kamer 49

Bedenin hayatı, hareketlerinden ayrıca bir de hararete sahibdir. Beden içinde birçok çeşitli hararetler bulunur. En çoğu karbon maddesi bulunan gıdalar bu harareti söndürür. Binaenaleyh harareti söndürecek ve mutad haline iade edecek mikdarda bedenin gıdalanması lazımdır. Bu gıda rızkla ifade olunur. Allah Teâlâ insana bu gıdanın -ifrat ve tefritten arî olmak şartıyla- helalden ve temizden talebini farz kılmıştır. Her yimi dört saatte insanın cismi takrîben kırk dirhem azot, yüz dirhem karbona muhtacdır. Allah Teâlâ insanın ihtiyacını giderecek bu iki türlü maddeden mürekkeb rızkı, helal ve temiz olan nebat ve hayvanda yaratmıştır. İnsanın bedenine hiç zarar vermeyen hayvan ve nebattan nzkın teminini emretmiştir. Allah rızkı tayin ve temin ettiği için O'nun helal olarak belirttiğinden başkasına göz dikmek, ona el uzatmak oburluk, hırs, aç gözlülük ve haddi aşmaktan ibarettir. İnsan mevcud gücüyle, kendi aklı ve iradesiyle azot ve karbon gibi unsurların bedene ne kadar alınacağını yahud ne mikdar yiyeceğini, hatta ne mikdar bulacağını bilemez. Bu hususta bu meseleye lazım olabilecek ilmin en bilgini, en az bir bilgiyle sezer, idrak eder. Nitekim
"...Zaten size az bir bilgiden başka verilmemiştir." (El-İsrâ' 85] ve
  "Ancak biz her şeyi muayyen bir mikdarla yarattık." (El-Kamer 49) mealindeki ayet-i kerîmeler, insanın buradaki acizliğini ve Yüce Kudretin hükmünü ortaya koymuş, beyan etmiştir.[7/s.209]