Hadis-i Şerif
Gerek ana babaya ve gerekse âmirlere, ulemâya hizmet etmek, ar bir şey değildir. Ar ve ayıb, onlara hizmet etmemektir. Onların önünde yürümek, onlara karşı pervâsız davranmak, meclislerde onlardan yukarı yerlerde oturmak, sofra kurulurken onlardan evvel sofraya el uzatmak, edebe aykırı ve ardır.
Allah Teâla'nın yasak ettiği bir şeyi emrederlerse, mesela şarap isterlerse yahud kiliseye götürülmek isterlerse, bağırıp çağırılmaz ve emrleri de yerine getirilmez. Bilakis her namazdan sonra anaya, babaya, emr sahiblerine dua edilir, ve bu dinî bir vecibedir.
Ana baba ve emr sahibi idarecilerin, talim ve terbiyede bulunan muallimlerin, eza ve cefa vermekle evladlarını, memurlarını, öğrencilerini isyana sevketmeleri doğru değildir, asla caiz olamaz.
Hadis-i Şerifte: “Kim Allah’a yakınlıktan, sevgi ve rızasından başkasını mühimsediği halde sabahlarsa, Allah’tan yana değildir, Huzuru’ndan uzaktır. Kim de Müslümanların işini mühimsediği = ön plana almadığı halde sabahlarsa, o da Müslümanlardan değildir” diye buyrulmaktadır.
Demek memurun, öğrencinin, evladın da, hükümdarın, muallimin, ana babanın üzerinde hakları vardır.
Mesela samimi ve itaatli reayanın idareciler üzerindeki hakları, idarecilerin, eza cefa vermekle onları isyana sevketmeksizin can mal güvenini temin etmeleri, fakirin, mazlumun imdadına yetişmeleri, dul, yetim, miskinleri açlıktan, darlıktan kurtarıp geçimlerini temin etmeleri, canileri terbiye etmeleri gibi dini vazifelerdir. [35/s.96-97]