بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
Dini ve İLmi ARAştırmalar Merkezi

Hadis-i Şerif

"Yahudiler Allah'ı bırakıp bilginlerini, hristiyanlarda ruhbanlarını ve Meryem oğlu İsa'yı rabbler edindiler.." mealindeki Et-Tevbe suresinin 31'inci ayetinde buyurdu. Buradaki sebeb olan alamet yani hükmü değiştirmek, inkar olan hakiki küfrün yerinde kaim olmuştur.
Ümmetin ittifakıyla, Kur'an ve sünnette kat'i suretle helal olan bir şeyi haram inanmak; yahud haram olan bir şeyi helal inanmak küfürdür. Çünkü bu şeriati değiştirmektir; ki "rabbler edindiler" demekle ifade olundu.

Nitekim Tirmizi, Sa'lebi ve daha başkalarının tahric ettikleri bir hadiste Adi bin Hatem söyle demiştir: Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in yanına gittiğimde, boynumda altından bir haç vardı.
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: "Ey Adi, şu putu kendinden at" buyurdu; ve akabinde yukarıdaki ayet-i kerimeyi tilavet etti. Bunun üzerine ben de: "Hristiyanlar ve yahudiler, bilginlerine tapmadılar" dedim. Akabinde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem:
"Onlar Allah Teala'nın helal kıldığı şeyi haram sayıyorlar; binaenaleyh onu harama çeviriyorlardı. Allah'ın haram kıldığı şeyleri helal sayıyorlar; binaenaleyh onu helale çeviriyorlardı, değil mi?" diye sordu; ben de:
"Evet." dedim;
"Bu onlara ibadetleridir" buyurdu.
Ashabdan Huzeyfe radıyallahu anh, yukarıdaki ayetin hükmünden sorulunca aynı cevabı vermiştir.
Unutmayalım ki "feyuharrimunehu" ve "feyessitehillunehu" 'daki taz'if ve "sin" harfi istihale manasını tazmin etmektedir. Bundan dolayı "çeviriyorlardı"  diye tecrüme ettik. İşte istihlal-i ma'siyet dediğimiz budur. Nitekim dilimizde de bir kimseye ifratla boyun eğdiği ve teslim olduğu takdirde : "Filana tapıyor" denilir.  Bu takdirde yukarıdaki ayet ve hadiste, hem teşbih ve hem istiare vardır. Büsbütün Kur'an ve hadislerin hükümlerini ortadan kaldırmak ve hakimiyeti bir reise, bir alime, bir topluma vermek; irtikab-ı masiyet değil, istihlal-i ma'siyet olduğundan hakiki küfürdür. Fakat hakimiyeti Allah'tan başkasına vermeksizin bir kısmını icra etmek, bir kısmını ihmal etmek, irtikab-ı masiyettir. Eğer irtikab-ı masiyet de, kıyas, inkar ve hafife almak olmaksızın ise büyük günahtır; mecazen küfür ve şirkle isimlendirilir. Aksi takdirde sebeb fiilin yerine kaim olduğundan, hükmi küfürdür ve buna şirk denilir.
 [19/s..]