دَخِى بَنْ اَنْبِيَا حَقِّنْـدَه بِيلْدِمْ عِصْمَتُ و فِطْنَتْ
نَظَافَتْ هَمْ اَمَـانَتْ صِدْق اِيلَه تَبْلِيغِ حُكْمُ اللّٰهْ
Dahi ben enbiyâ hakkında bildim ismet-u fıtnet
Nezâfet hem emânet sıdk ile teblîğ-i Hükmullah
Peygamberler, günahtan masum ve mahfuz, üstün akıl ve zeka sahibi, her türlü ayıblardan pak ve temiz, üstün, seçkin yaratılan insanlardır.
«Âmentü»de وَرُسُلِهِ «ve rusulihi»'nin manası “Ve rasullerinin getirmiş olduğu hükümlerinin hak olduğuna inandım. Allah'ın buyruklarını kullarına tebliğ etmede ve her hususta emin olduklarına, özlerinde ve sözlerinde doğru olduklarına ve Allah Teâlâ'nın hükümlerini olduğu gibi bildirdiklerine inandım.” demektir. Ayrıca Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem'in, âlemlere rahmet olmaklığıyla bütün insanlara gönderildiğine, nebî ve rasullerin sonuncusu olmasına da inanmak gerekir. Bu sekiz sıfattan birine inanmayan, nebîlere inanmamış olur.
Yani nebîler hakkında iki İlâhî teklif var: Birincisi, nebîlere vahiy geldiğine, ikincisi, nebîlerin şahıs ve şahsiyetlerine, sıdkla, emanetle ve hakkıyla tebliğ etmelerine ve gerek tebliğde ve gerekse sair hayatlarında insanın aklının hoş görmediği her türlü ayıblardan pak olmalarına inanmak teklif edilmiştir.
قَذَرْلَه ذَنْبُ و حُمْقُ و كِذْبُ و كِتْمَانُ و خِيَانَتْلَه
مُـــنَـــزَّهْــــــدِرْ مُــبَــــــرَّادِرْ جَـــمِـيــعِ اَنْـبِـيـــَاءُ اللّٰهْ
Kazerle zenb-u humk-u kizb-u kitmân-u hıyânetle
Münezzehdir müberrâdır cemî’i Enbiyâullah
Bütün nebîler, çevrelerinin, ailerinin, muhitlerinin, örf ve âdetlerinin tesirinden, kir ve pislikten, ahmaklıktan, yalandan, hakkı, doğruyu gizlemek ve hıyanetten münezzehtirler; berîdirler.
نَبِيلَـرْ اِسْمِـنِى بِيلْمَكْ دِيدِيلَرْ بَعْضِلَرْ وَاجِبْ
يِكِرْمِى سَـكِزِينْ بِيلْدِيـــــرْدِى قُرْاٰنْدَه بِزَه اَللّٰهْ
Nebîler ismini bilmek dediler ba'zılar vâcib
Yirmi sekizin bildirdi Kur'an'da bize Allah
بِـرِى اٰدَمْ بِـرِى اِدْرِيــسُ و نُـوحْ هُـودْ اِيلَه صَــالِــحْ
هَمْ اِبْرَاهِـيـمُ و اِسْحٰـقْ اِيلَه اِسْمَـاعِـيــلْ ذَبِيـحُ اللّٰهْ
Biri Âdem biri İdris-u Nuh Hûd ile Sâlih
Hem İbrâhîm-u İshâk ile İsmâil Zebîhullah
دَخِى يَعْقُوبْ اِيلَه يُوسُفْ شُعَيْبُ و لُوطْ اِيلَه يَحْيَى
زَكَــــرِيـَّا اِيلَـه هٰـــرُونْ اَخِــى مُـوسَـى كَـلِـيـــــمُ اللّٰهْ
Dahi Ya'kûb ile Yûsuf Şuayb-u Lût ile Yahyâ
Zekeriyyâ ile Hârûn ahi Mûsâ Kelîmullah
وَدَاوُدُ و سُــلَــيْــمَـانُ و دَخِــى اِلْــيَــاسُ و اَيُّــوبْــــدُرْ
بِـرِيـــدَه اَلْـيَـسَـــعْ دِرْ دَخِـى عِـيــسَـى دِرْ اُو رُوحُ اللّٰهْ
Ve Dâvûd-u Süleymân-u dahi İlyâs-u Eyyûbdur
Biri de Elyasa'dır dahi Îsâ'dır o Rûhullah
بِـرِيـنِـكْ اِسْــمِى ذُوالْـكِفْـلُ و بِرِى يُونُسْ نَبِى دِرْ هَمْ
0خِـتـَامِــــى اُولْ حَــبِـيبِ حَـــقْ مُـحَـمَّـدْدِرْ رَسُــولُ اللّٰهْ
Birinin ismi Zülkifl-u biri Yûnus nebîdir hem
Hitâmı Ol Habîb-i Hakk Muhammed'dir Rasûlullah
Bazı âlimler, Kur'ân-ı Hakîm'in bildirdiği yirmi sekiz enbiyânın isimlerini bilmenin vacib olduğunu söylediler. Bunların isimleri şöyledir: Âdem, İdris, Nuh, Hûd, Sâlih, İbrahim, İshak, Allah yolunda boğazlanmayı cân-ı gönülden kabul eden İsmâil, Ya'kûb, Yûsuf, Şuayb, Lût, Yahyâ, Zekeriyyâ, Mûsâ kelîmullah ve kardeşi olan Hârun, Dâvûd, Süleyman, İlyas, Eyyub, Elyasa', Ruhullah olan Îsâ, Zülkifl, Yûnus ve bunların sonuncusu Allah'ın sevmiş olduğu Muhammed Rasûlullahtır, sallallâhu aleyhim ve sellem.
Nebîlerin adedi sadece bu kadar değil, ancak bunlar en meşhurlarıdır, bir de Arab yarımadasına en yakın olanlardır. Bundan böyle Kur'ân-ı Hakîm bunlardan bahsetti. Amma adedleri yüz yirmi dört binden fazladır.
عُزَيرُ لُقْمَنُ و ذُوالْقَرْنَينْ اُوچِنْدَه اِخْتِلاَفْ اُولْدِى
كِه بَـعْـضِ اَنْبِـيَادِرْ دِيرْ وَ بَعْــضِ دِيـرْ وَلِــــىُّ اللّٰهْ
Üzeyru Lokman-u Zülkarneyn üçünde ihtilaf oldu
Ki ba'zı enbiyâdır der ve ba'zı der Veliyyullah
Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn'de ihtilaf edildi. Bazıları bunların enbiyâ olduklarını, diğer bazısı Allah'ın dostları yani velî olduklarını söylediler.
جَـــمِــيــعِ اَنْــبِــيــَانِـــكْ اَوَّلِــيـــدِرْ حَــضْـــرَتِ اٰدَمْ
قَمُـودَنْ اَفْـضَـلُ و اٰخِـرْ مُـحَـمَّـدْدِرْ حَـبِـيـبُ اللّٰهْ
Cemî’i enbiyânın evvelidir Hazreti Âdem
Kamûdan efdal-u âhir Muhammed'dir Habîbullah
Bütün enbiyânın ilki Hazreti Âdem; sonuncusu Habîbullah Muhammed'dir ve hepsinden üstündür.
اِيكِيسِـنِكْ اٰرَه سِـنْــدَه قَتِى چُوقْ اَنْبِيـــَا گَــلْدِى
حِسـَابِنْ كِمْسَه لَرْ بِيلْمَزْ بِيلُورْ اٰنِى هَمَانْ اَللّٰهْ
İkisinin arasında katî çok enbiyâ geldi
Hisâbın kimseler bilmez bilir anı hemen Allah
İkisi arasında, birçok enbiyâ gelip geçmiştir. Onların hesabını Allah'tan başka kimse bilmez.